31 Mayıs 2009 Pazar

haydi hep beRaber teleskop yapalım - Birincil Ayna Yapımı- Cam Aşındırma Nasıl Yapılır?

0 yorum
Teleskop yapımına başlamak için öncelikle CAM almamız gerekiyor. 6 inç (150 mm) bir ayna için almamız gereken camın çapı 15 cm. Cam aşındırılıp, sırlatttırıldıktan (bunu sonraki yazımda anlatıyor olacağım) sonra teleskobun parabolik olan Birincil Ayna’sı haline gelecek.

Aşındırma işleminin oldukça kolay olduğu söyleniyor. Bu yüzden aşındırma işlemini kendimiz yapacağız. Cam almak için adresimiz Gedik Cam olacak. Alacağımız cam aşağıdaki gibi birşey :)




Daha kaliteli olan Pyrex cam da kullanılabiliriz. Yurtdışından getirtebiliriz. Lakin maliyeti yüksek oluyor. Biz ise kireç soda camı kullanacağız. Camı aşındırmak için aşındırma tozlarını (grit) almamız gerekiyor. Bundan sonra yapmamız gereken işlem Grindig Tool denen aşındırma işlemini yapmak. Bunu dişçi alçısı ve cam mozaikler kullanarak kendimiz yapacağız. İki cam alacak ve bir tanesini grindig tool olarak kullanacağız. Aşındırmak istediğimiz cam altta olacak şekilde araya gridi koyarak işlemi tamamlayacağız.




G :GRIDler
C :Aşınacak CAM
GT :Grinding Tool
A :Asindirma islemi

0 - 1 Gridler camın üstüne biraz dökülür ve su fışkırtılır.
2 GT camın üzerine konulur..
3 Çeşitli aşındırma yöntemlerinden ilki başlatılır.
4 Bu yöntemlerden ilki sadece ileri geri yapılan kaba aşındırmadır.


Aşındırıcı malzemeleri sadece bir ayna yapacağımız ve malzemelerin temininde zorlanmamak için gerekli malzemeleri kit halinde 2008 bedeli 25 YTL karşılığı (8” veya 10” ayna tamamlamaya yeterli) temin eden Sevgili Başar TİTİZ Bey ile irtibata geçerek karşılayacağız. Aşındırıcı Kit’in içinde yer alan malzemeler aşağıdaki gibi.

•60 grit silisyum karbür (500 gr)
•120 grit silisyum karbür (500 gr)
•220 grit silisyum karbür (500 gr)
•30 mikron beyaz aluminyum oksit (125 gr)
•15 mikron beyaz aluminyum oksit (125 gr)
•8 mikron beyaz aluminyum oksit (125 gr)
•5 mikron beyaz aluminyum oksit (125 gr)
•3 mikron beyaz seryum oksit (125 gr)

PS:Amatör Teleskop Yapımı ile ilgili yazıların tümü Cihan Tuğrul Tezcan ile beraber hazırlanmış olup resimler kendisine aittir.



Şimdi ilk işimiz Cam siparişimizi vermek. Bundan sonraki yazıda bu işlemi nasıl yaptığımız ve başımızdan geçenleri anlatıyor olacağız.

30 Mayıs 2009 Cumartesi

haydi hep beRaber teleskop yapalım

1 yorum
Bu akşam üzeri October Sky adlı gerçek yaşamdan esinlenerek yapılmış bir film seyrettim. Film, Coalwood adlı kasabada yaşayan ilerde baba mesleği olan madenciliği yapmaktan başka seçeneği olmayan Homer Hickam adlı gencin gerçek hayat hikayesini anlatıyor. 1957 Ekim'inde Sputnik adlı uydunun uzaya fırlatılmasıyla Homer roketlere ve bunların nasıl yapıldığına büyük ilgi duymaya başlıyor. Kasabada başta babası olmak üzere herkes bunun bir saçmalık olduğunu düşünüyor. Sadece lise öğretmeni onların çabalarını ve emeklerine saygı gösteriyor ve Ulusal Bilim Yarışmasında büyük ödülü alabileceklerine onları inandırıyor. Filmin geri kalanını anlatmayayım....

Bu filmi izlerken çok sahnesinde tüylerim ürperdi. Çocukların roketlerini ateşledikleri an.... Ve asıl filmin yani gerçek hikayenin sonu....

Ve filmi seyrederken ben neden kendi teleskobumu yapmıyorum diye düşündüm....

www.gokbilim.com forumundan tanıştığım ve teleskobumun kurulum aşamasında bana online destek olan Sevgili Cihan Tuğrul Tezcan'ın da motivesi ile bugün kendi teleskobumu yapmaya karar verdim.

Tuğrul, Ankara Üniversite Fen Bilimleri Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri 2. sınıf öğrencisi, Delmece'deki gözlem etkinliğine Ankara'dan pedal çevirerek gelebilecek kadar (kilometrelerce pedalı çevirirken Levan Polkka isimli ve sözleri padel ritmine uyan 'Salivili hipput tupput täppyt Äppyt tipput hilijalleen' şarkısını söyleyebilen) gökyüzü aşığı bir arkadaşımız. Ankara Üniversitesi Gözlemevi'nde hergün düzenlenen ve kreiken teleskobunda yapılan değişen yıldız gözlemlerine katılıyor. ETX125 teleskobu ile de gezegen ve ay gözlemleri yapıyor.

Şimdi o Usta, ben çekirge 6 inçlik bir aynalı teleskop yapacağız... Ve yapım aşamasında başımızdan geçen tüm aşamaları sizlerle paylaşıyor olacağım.

Yapmam gereken ilk şey ATM Türk (Amatör Teleskop Yapımı) sitesinden almam gereken malzemelerin bir listesini çıkarmak....

Haydi hep beraber teleskop yapalım.....

25 Mayıs 2009 Pazartesi

biR yıldız kaydı....

1 yorum



23-24 mayıs 2009 http://www.gökbilim.com/ Delmece Yaylası gözlem etkinliği hava muhalafeti nedeni ile ertelenince bu hafta sonu soluğu Gelibolu'da aldım...

Amacım pazar sabahı gün ağarmadan kalkıp Mars, Venüs, Jüpiter ve Uranüs'ü gözlemlemekti. Hem Yeniay sebebi ile (AY'ın tüm yüzeyinin karanlık olduğu evre) hem de Gelibolu'nun ışık kirliliğinden uzak bir bölge olması sebebi ile daha uygun bir fırsat olamazdı....

Cumartesi günü bahçe belleme, domates ekme gibi tarım ile ilgili uğraşlarla geçtiğinden pazar sabah sızıp uyanamama riskim vardı. Bu sebeple akşam gezegen gözlemlerinden o akşamlık vazgeçip, Nebula (diğer adı 'bulutsu'dur, uzayda bulunan gaz bulutsularına verilen isimdir. Yıldızlar arasında bulunan boşluklarda yer alan ve yıldızların yaydıkları ışık enerjisi ile görünür hale gelen yoğun gaz ve toz bulutları, gökadaların temel bileşenlerindendir) veya Galaksi (Gökada ya da galaksi, yerçekimi kuvvetiyle birbirine bağlı yıldızlardan, yıldızlararası gaz ve tozdan, plazmadan ve şimdilik pek anlaşılamamış karanlık maddeden oluşan sistemdir. Tipik gökadalar 10 milyon cüce gökada ile bir trilyon dev gökada arasındaki miktarlarda yıldız içerirler ve bir gökadanın içerdiği yıldızların hepsi o gökadanın kütle merkezini eksen alan yörüngelerde döner) yani DEEP SKY gözlemi yapmaya karar verdim.
Benim minik yakışıklının GoTo'su sağolsun. Henüz ilgili gök cismine tam odaklanmayı beceremediğimden AutoStar'da kayıtlı gök cisimlerinden herhangi birini gözlemlemeyi başarabilemedim. Ama yılmadım. Nasıl olsa gece uzundu. Gökyüzü de dipsiz... :)
Gözlem yaparken yapay uydularla dahi karşılaşılabiliyor. Elbet ben de birşeye rastlarım diye başladım Deep Sky'da dolanmaya.... Bu arada sitenin Kangal köpeciği de bana eşlik ediyordu.
Nebula ve Galaksi konusunda da amacıma nail olabilemedim :) Ama o gece gördüğüm bir şey vardı. Bir yıldız kaymıştı....
Halk arasında yıldız kayması olarak bilinir, ama aslında bu olayın yıldızlarla bir alakası yoktur. Güneş sistemi içerisinde sayısız gök taşı vardır. Bu göktaşlarından dünya'nın çekim alanına girenler hızla atmosfere dalarlar. Sürtünmeden dolayı ısınırlar, yanarlar ve arkalarında parlak, çizgi gibi bir iz bırakırlar. Sonunda tamamına yakını, düşüşün son anında görülen parlamayı takiben yok olurlar. İşte buna yıldız kayması diyoruz.

Yer atmosferine her yıl 15bin ton ağırlığında 200bin göktaşı düştüğü kabul ediliyor. Bu göktaşlarında yeryüzünde bulunmayan bir elemente henüz rastlanmadı.

Ülkemizde rastlanan en büyük göktaşı 25 kilogram olup Domaniç yaylasında bulunmuştur. Dünyada bilinen göktaşlarının en büyüğü ise güneybatı Afrika'da Grootfentein'de bulunan göktaşıdır ve kütlesi 80 ton kadardır.

Bugüne kadar dünyada 20 civarında insanın göktaşı isabeti nedeniyle yaralandığı tespit edilmiş. Yani uzayda, binlerce yıl boyunca, milyarlarca kilometre yol alan bir taş, atmosfere çok uygun bir açıdan girsin, yanmadan yere kadar ulaşarak gelsin kafanıza düşsün. İşte kısmet diye buna denir!

Ben de o gece teleskobumdan bir yıldızın kaymasını seyretme şansına sahip oldum ve inanışı unutmayıp kimseye söylenmeyince gerçek olacağına inanılan o dileğimi tuttum.....
35. yaş, yolun yarısından 1 gün önce böyle bir hediye... gökyüzünün deRinlerinden.... daha ne isterim???
Kangal köpeciğinin beni terketmesi ve karanlıktan tırsmam sebebi ile teleskobu toplayıp nasıl eve girdiğimi hatırlamıyorum. O gecelik o yıldız kayması bana yetmişti.... :)

17 Mayıs 2009 Pazar

AY dünyaya düşeRse

0 yorum


17 mayıs sabahı gözlem yapmak için akşamdan saatimi 4'e kurdum. O sabah Jüpiter Ay yakınlaşması olacak ve Venüs ile Mars’ı gözlemleyeceğim.

Ev o gece dopdolu. Teyzemler, annemler herkes bizde. Heyecandan pek uykum yok. Stellarium’dan gözlem yapacağım gezegenlerin konumlarına baktım epeyce. Aklıma kazıdım. Venüs ve Mars doğu yönünde olacaklar. Belki de dışarı çıkmama gerek kalmadan evin doğu yönünü gören penceresinden gözlem yapma fırsatım olacağı için de ayrıca mutluyum. Sabahın o saatinde dışarı çıkmak az da olsa ürkütüyor çünkü beni.

Sonunda uykum geldi ve yatağıma uzandım. Mars’ın kızıllığını, kahve çekirdeği Jüpiter’in görüntüsünü izleyecek olmanın hayalleri ile uykuya daldım. Sabaha karşı saatim tam 04:00’da çalmaya başladı. Uykusuz olmama rağmen hemencecik uyandım. Heyecanla teleskobuma koştum ve kucakladım.

Havada sanki bir tuhaflık var. Uleyn o kadar erken kalktım ama bu sabah güneş beklenenden erken doğmuş olamaz herhalde, hava neden bu kadar aydınlık falan diye düşünüyorum. 15 katlı bir binanın giriş katında oturuyoruz. Dışarı çıkmadan önce pencereden bir havaya bakayım diyorum. Doğuya bakan pencereye doğru ilerliyorum. Aman tanrım bir de ne göreyim. Mars bütün kızıllığı ile işte tam orada. Ama nasıl yani diyorum. Yav çıplak gözle yıldız gibi görmem gerekmiyor mu bu gezegeni diyorum. Bu daha önceleri de böyle idi de ben bilinçli bakmadım herhalde diye düşünüyorum. Ama neden bu kadar büyük ve yakın, sanki AY gibi diyorum. Gözlerimi ovuşturup tekrar bakıyorum, yanında da kahve çekirdeği Jüpiter.... Diyorum bu işte kesinlikle var bir tuhaflık. Neyse diyorum.

Bir de Ay'a bakayım çıkmadan diyorum. Ay'a bir bakıyorum.... Nasıl parlıyor nasıl parlıyor inanamıyorum... Öyle yakınki.... Sanki elimi uzatsam değeceğim... Sondördün konumunda. Ama onda da bir tuhaflık var. A’yın yarısı sanki parçalanıp kopup düşmüş.... Kalan parçasında da ortada delikler var resmen.... ve parçaların dökülmeye devam ettiğini gözlerimle görebiliyorum.... Düşen parçaları takip ettiğimde birden dünyam kararıyor.....

Binanın her tarafı düşen koca bir ay parçasının altında.... Biz giriş katında olduğumuzdan bizim kata kadar gelmiş ve durmuş.... Dünyanın yarısı Ay'ın düşen o koca parçasının altında kalmış.... bizim ev ise tam sınırda... doğu tarafı normal ama batı tarafı Ay’ın altında kalmış. Ayın yere düşen kısmı böyle sanki kurumuş lav parçası gibi. Gri, sönük, sert.... Ama dokununca puffff sanki kül oluverecekmiş gibi... Evin odalarından sarkıtlar gibi sarkmış vaziyette duruyor. Yavaşca elimi uzatıp dokunuyorum. Buz gibi, tuhaf bir hisle irkiliyor, elimi üzerinde gezdiriyorum. Bu arada evdeki ahali de uyanıyor... Koralp diyorum bak iyiki erken kalkmışım... belki uyanmasa idim belki biz de altında kalacaktık. Üzerimdeki şoku atıp NASA ve TÜBİTAK’a ulaşmaya çalışıyorum. Ama hiçbirşey çalışmıyor. Etrafta kimsecikler yok. 1,5 saat sonra televizyon yayın yapmaya başlıyor.

Ayın düştüğü yerlerden bir dolu haberler.... Ayın düşen kısmı ile fiziki temasa geçenler zehirlenmişler. Ay atmosfere girince zehirli bi parçaya dönüşmüş... Temas eden insanlar sanki aydaki gibi yerçekimi özelliği azalmış gibi ağır aksak hareket eden insanlar haline bürünmüş. Ellerine kollarına bedenlerine hakim olamayan insanlar ortalıkta geziniyor. Büyük tırlarda şişeler içinde dağıtılan şeffaf kırmızı renkli panzehiri alabilmek için kuyruğa girmişler....

Güneş’in doğması ile ortalık aydınlanıyor. O tırlardan bir tanesi de bizim oraya geliyor. Yavaş yavaş insanlar ortaya çıkmaya ve tırın önünde sıraya girmeye başlıyorlar.

Ben de Ay’a temas ettiğim için tıra doğru ilerliyorum. Önce bir testten geçiriliyorum. Lakin test sonucu bende o zehirin izine rastlanmıyor. Tırdaki acayip kıyafetler içindeki yetkililer bir yerleri arıyorlar. Beni bırakmıyorlar. Ailenize haber verin sizi götürmemiz gerekiyor diyorlar. Neden, ne oldu diye paniğe kapılıyorum. Altuğ Kağan’ı ve eşimi görmeme ve vedalaşmama izin veriyorlar.
Ne olduğunu, ne olacağını bilmez bir halde ailemler vedalaşıyorum. NASA amblemi olan bir araç gelip beni alıyor.

Nereye gidiyorum ben????

16 Mayıs 2009 Cumartesi

delmece yaylası gözlem etkinliğine hazıRlık

0 yorum





İlk gözlem etkinliğim için hazırlıklar başladı. http://www.gokbilim.com/ forumunun düzenlediği 3. Gözlem Etkinliği için hazırlanıyoruz....

Kamp için yanımızda neler getirmeliyiz?
  1. Gözlem araçları (teleskop, dürbün)

  2. Fotoğraf makinası, kamera

  3. Bilgisayar

  4. İlaç, ilk yardım malzemeleri

  5. El feneri

  6. Yiyecek, içecek

  7. Soğuk için kalın giysiler

  8. Uyku tulumu, mat, çadır

  9. Güneş varsa güneş kremi

  10. Gök atlası

  11. Termos, poşet çay, kahve, hazır çorba

  12. Portatif sandalye

  13. Yağmur olasılığı için yağmurluk

Bunları hazırlayıp 23-24 Mayıs Delmece Yaylası'na gözleme gidiyoruz.... Gözlem Ay ışığının olmadığı bugüne seçildi.

Etkinliğe AKAT (Ali Kuşçu Amatör Astronomi Toğluluğu) da katılıyor olacak.

Bakalım neler yapacak, neler gözlemleyeceğiz....

15 Mayıs 2009 Cuma

fEza rüyalaRı

1 yorum



Yakın arkadaşlarım benim pembe dizi gibi Rüyalar gördüğümü pek iyi bilirler.... :)


Burdan hareketle bu rüyaları minik hikayeler eşliğinde sizlerle paylaşmayı düşünüyorum...


Bu aralar tabiki de gözlemlerimle, gezegenlerle, feza ile ilgili rüyalar görüyorum.... Bilirsiniz rüya görmek ruh sağlığının iyi olduğuna işaret eder....


Satürn'ü ilk gözlemlediğim gece Saturn'un halkalarında koşuyordum... Ay'ı gözlemediğim gecelerde ise AY'ın denizlerinde yüzüyordum..... Diyeceksinizki bu rüyalardan nasıl hikayeler çıkacak???


Dün gece gördüğüm rüya ise bilim kurgu fimlerinden tamamen farksız idi.... Bunları güzel bir dille minik hikayeler eşliğinde pek yakında sizlerle paylaşıyor olacağım....


İzleyin beni... :)

10 Mayıs 2009 Pazar

9 mayıs dolunAy gözlemi

0 yorum






ilk resmi Altuğ Kağan çekti. Geleceğin astronotunun ilk resmi... Nasıl ama???? Bu velet bir harika....

Altuka büyüyünce babasına kırmızı motorsiklet alacakmış, annesine ise hocaaaaaaamaaaaaan helespok (teleskop demek istiyor :p) alacakmış.....

8 Mayıs 2009 Cuma

8 mayıs Ay gözlemi

0 yorum

Yer:Beylikdüzü
Saat:22:30
Geleceğin astronotu uyurken....
Picasa3 ile işlendiler...

Resim işleme

3 yorum









Eveeeeeeet,



Birkaç gündür yeni birkaç şey öğrendim. paylaşmak istedim.




Öncelikle teleskobun merceğine fotoğraf makinasını dayayıp resim çekmeye afokal yöntem deniyor. Oldukça amatör ve zor bir yöntem. Zira odaklama, ışığı ayarlama, elinin titremeden çekmek çok zor. Heleki Ay'ı fotoğraf makinasına tam ortalamak beni çok zorladı. Zira Ay'dan ziyade yumurtaya benzetiyorum ben bunları. Hayatı kaymış yamulmuş yumurtalar :))

Ama gözlem yapmaya başlayınca insanın kanı kayıyor ve fotoğraf çekmeden duramıyorsunuz.

6 mayıs gözleminde çektiğim 3 resmi işledim. Resim işlemek için birkaç program var. En profesyoneli sanırım registax. Ama henüz bu programı kullanmayı beceremedim. Bu program özellikle astrofotoğrafları işlemek için kullanılıyor.

Bir diğer program ise Irfanwiew programı. Bu programı bir ara normal resimlerimi işlemek için kullanıyordum.

Yukarıdaki resimleri işlemek için ise Google'ın ürünü olan Picasa3 programını kullandım. En üstteki resim 30 nisanda Mert ile çektiğimiz ilk resmin işlenmiş hali...

Yaptığım işlemeler: keskinlik verme, gölgelendirme, ışığını ayarlama....

Bahsettiğim 3 programda free programlar...

Bakalım ilk işlemelerimi beğenecek misiniz?? Benim ilk gözağrım bunlar. O yüzden çok seviyorum.

Resim işlemek için gerekli bilgileri tabiki yine http://www.gokbilim.com/ forumundan edindim.....

Bu arada Ay üzerindeki denizler ve kraterler hakkında da bilgi ediniyorum. Bunalımlar denizi en sevdiğim deniz şimdilik.... Kraterleri de daha yakından gözlemleyeceğim.

Yarın dolunay var ve ben dolunayı gözlemek ve fotoğrafını çekip işlemek için çok sabırsızlanıyorum...

6 Mayıs 2009 Çarşamba

6 mayıs Ay gözlEmi

0 yorum













Ay ışığına vuruldum ben... O başka Dünya'ya yansa da...


5 Mayıs 2009 Salı

5 mayıs ay gözlEmi

2 yorum

















  1. Konum:Beylikdüzü 41 00 4,22 K 28 39 2,11 D

  2. Saat:22:30

  3. Teleskop:Meade DS 2130 Maksutov
  4. Fotoğraf Makinası:HP PhotoSmart M417 5MP

1 Mayıs 2009 Cuma

dünya dönüyoR, sen ne deRsen de...

0 yorum

30 nisan 2009 perşembe gecesi...

Nihayet o 4 gözle beklediğim AY gözlemimi yapabildim. Tek kelime ile ambiane tabirle ağzım açık kaldı :)

Kraterleri ile AY işte yanıbaşımda idi....

Tabiki amatör bir tarz ile merceğe fotoğraf makinasını dayayıp bu resmi çektim....

İşte gitmek istediğim ve bu gece gittiğim yer.... AY.... seni seviyorum.....

O küçük mercekten hem senin döndüğünü görerek hem de dünyanın döndüğünü görerek, ben ne dersem diyeyim Dünya'nın döndüğünü bana hissettirdiğin için....

PS:Fotoğraf HP PhotoSmart M437 5MP AutoMode da çekilmiştir.

 
Designed by: NewWpThemes | Converted to Blogger by Professional Blogger Templates | Contact | About