27 Aralık 2009 Pazar

2009 açılımı

2 yorum

12.Oca.09 1997'de sol göğsünü kaybeden annesi 12 Ocak'ta da sol akciğerinin yarısını kansere teslim ederek ameliyat masasında bıraktı. Aynı gün oğlu yuvaya başladı.
06.Şub.09 Ruhunu servise sokmaya karar verdi ve Cem Bey ile tanıştı.
15.Mar.09 Anne olmak, iş kadını olmak, evlat olmak, eş olmak, ev kadını olmak gibi rollerin arasında hayat zor da olsa devam ediyordu. Ama kendisi nerelerdeydi?
01.Nis.09 Uzaya gitmeye karar verdi (daha doğrusu gidemediği için onu kendi ayaklarına getirmeye :))
05.Nis.09 www.gokbilim.com forumuna üye oldu
13.Nis.09 meade 3,5" maksutov cassegrain ilk teleskobunu satın aldı
18.Nis.09 3 yaşındaki oğlu Altuğ Kağan Gök ile Aka Koleji'nde ilk kez bir okülere gözünü dayayıp Satürn'ü gözlemledi
20.Nis.09 İlk kez kendi teleskobundan gözlem yaptı
23.Nis.09 www.fezamen.blogspot.com sitesini hayata geçirdi. Sloganı belli idi. İstikbal Göklerdedir!!!
05.May.09 Afokal yöntem ile ilk gökyüzü fotoğrafını çekti. Çektiği cisim Ay idi.
25.May.09 34 yaşını doldurdu ve kendine bir yaşama amacı edindi
30.May.09 October Sky adlı gerçek yaşam öyküsünden esinlenerek çekilen filmin büyüsüne kapılıp kendi teleskobunu yapmaya karar verdi
31.May.09 ATM Türk'e üye oldu
01.Haz.09 Kendini gökbiliminin tüm nesillere yayılması için mücadele vermeye adadı
05.Haz.09 Jüpiter ve uyduları ile tanıştı
06.Haz.09 www.gokbilim.com forumunda yetkili üye oldu ama epeydir ilgilenemediği için kendisine biraz kızgın
07.Haz.09 İKÜ Amatör Teleskop Yapım Çalıştayı'na başvurdu
15.Haz.09 İKÜ Amatör Teleskop Yapım Çalıştayı'na başvurusu kabul edildi
19.Haz.09 Profesyonel iş hayatına ara verdi, iyi ki kovulmuşum yoksa Çalıştay'a gelemeyecektim dedi.
23.Haz.09 İlk derin uzay gökcisimlerini gözlemledi (M4, M13, M57)
10.Tem.09 III. Amatör astronomi sempozyumuna katıldı
11.Tem.09 ATY 2009'da 6" f7 newtonian dobsonian ilk amatör el yapımı teleskobunu tamamladı
16.Tem.09 6" f/5 teleskobunu yapmak üzere başladı ve dişçi alçısından ilk grinding toolunu döktü
18.Tem.09 Çıplak gözle Venüs ve mars ile tanışıp, onlara da aşık oldu.
20.Tem.09 6" f/5 ayna için kaba aşındırmaya başladı
25.Tem.09 Sosyal medya www.friendfeed.com ile tanıştı. 5 ayda 850 abonesi oldu. :)
07.Ağu.09 6" f/5 ince aşındırma işleminin 1200 WAO'da aynasını elleri ile çizdi, ikinci dişçi alçısından kalıbını döktü
07.Ağu.09 APOD'a el yapımı teleskobu ile çektiği Ay fotoğrafını göndererek ATY'yi NASA sınırları içine soktu. Astrofotoğrafı APOD'da yayınlanmadı ama olsun o ülkesinde yapılan ATM çalışmalarını tanıttığı için mesut idi
08.Ağu.09 6" f/5 320 gride geri dönerek çizilen aynasını kurtardı
11.Ağu.09 6" f/5 ince aşındırma tamamlandı
12.Ağu.09 6" f/5 cilalamaya başladı
16.Ağu.09 6" f/c cilalama tamamlandı
21.Ağu.09 7 aydır göremediği canı kanı babasını kaybetti
27.Agu.09 Sevie ve Cian ile tanışıp teleskobunu sokağın ortasına dikti.
01.Eyl.09 www.solukmavi.com u hayata geçirdi. Hala da sitesine tek satır yazmadı o ayrı.
19.Eyl.09 Gökbilim ile ilgili ilk yazısı bir dergide yayımlandı
20.Eyl.09 Biraz disconnect oldu
04.Eki.09 6" f/5 aynasını tamamladı ve Rhino tasarım programını öğrenmeye başladı
12.Eki.09 3 kuruşluk amatör gökbilim bilgisi ile www.friendfeed.com da Gökbilim Dersleri vermeye başladı
15.Eki.09 Disconnectliği devam etti
15.Kas.09 Yan gelip yatmaya devam etti
01.Ara.09 Profesyonel iş hayatına yeniden başladı. Ama içinde başka şeyler yanıp alev almaya devam ediyor
18.Ara.09 Üçüncü amatör teleskobu için 8" aynasına başladı


Minik bir yıl böyle geçti gitti işte, çok ama çok zordu. Yazasım var başka şeyler de ama kalemin tutulduğu andır bu an yine... 2010'da neler olacak, Göktaşı'nı neler bekleyecek, yaşayarak göreceğiz. Gökbilim iyi ki sana sevdalanmışım... Sana aşığım....

CYGNUS (KUĞU), ERIDANUS (IRMAK) Takımyıldızının Mitolojik Öyküsü

1 yorum





Cygnus ve Eridanus takımyıldızları birlikte anlatılacaktır.

Mitolojide Kuğu, baş tanrı Zeus olarak bilinir. Zeus peri Nemesis’i baştan çıkartabilmek için bir kuğu kılığında ona yaklaşmış ve onu elde etmiştir. Zeus’un bu hareketi sonucu bir yumurta oluşmuştu. Bu yumurta, daha sonra Sparta (Yunanistan’da birşehir ) kraliçesi Leda’ya verilmişti. Yumurtadan gelecekte Troyalı Helen olacak güzel bir çocuk çıkmıştır.

Başka bir masalda ise Zeus’un kuğu şekline girerek baştan çıkarttığı kadın, kraliçe Leda olarak bilinir. Kraliçe kocası kral Tyndareus ile beraber yaşamaktadır. Zeus ve kraliçe Leda’nın birlikteliklerinden bir yumurta (ya da iki) ortaya çıkmıştır. Yumurtadan (veya yumurtalardan) ikizler Kastor ve Pollluks çıkmıştır. İkizler gökyüzünde Gemini takımyıldızının en parlak iki yıldızı olarak görülür.

Diğer bir masalda ise yumurtalardan iki kız çocuğunun çıktığı söylenir. Bunlar Helen ve Clytemnestra’dır. Helen ve Polluks’un, Zeus’un çocukları ve ölümsüz olduklarına inanılır. Kastor ve Clytemnestra’nın ise kraliçe Leda’nın ölümlü eşi kral Tyndareus’un çocukları olduklarına ve ölümlü olduklarına inanılır.


Bunların dışında başka bir masal daha vardır. Dünyayı kuşattığı ileri sürülen ırmak tanrısı Okeanos’un kızı Klymene ile bilgelik ve doğruluk tanrısı Apollon’un Phaethon adında bir çocukları vardır. Phaethon arkadaşlarına kendisinin tanrı Apollon’un oğluolduğunu anlatır. Arkadaşları ona inanmaz ve yalan söylediğini düşünürler. Phaethon’un çok üzüldüğünü gören annesi Klymene, onu babası Apollon’a gönderir. Phaethon, babası Apollon’u görmeye gider. Oğlunun geldiğini gören Apollon bu duruma çok sevinir. Phaethon’a, arkadaşlarını ikna etmesi için yardım edeceğine dair söz verir. Phaethon bir süre düşünür ve arkadaşlarını inandırmak için babasından Güneş arabasını kullanmak içinizin ister. Her gün Apollon’un idare ettiği güneşin şarına dört gürbüz at koşulurdu. Bunların adları “Eoüs, Pyrous, Ethon, Phlegon”dur. Yani “Al at, Ak at, Parlak at, Toprak at” dır. Güneş sabahleyin kırmızı olarak doğar, yavaş yavaş beyazlaşır, sonra öğle vakti parlak olur. Akşama doğru batacağı sırada toprağa dokunur ve toprak rengini alır. Güneş tanrısı sabahleyin şafağın pembe parmaklarıyla açtığı gök kapısından çıkar, akşam olunca yorgunluğunu dindirmek için batıda olan sarayına iner, orada geceler. Apollon bu teklif karşısında şaşırır ve oğlunu caydırmaya çalışır. Çünkü güneş arabasını kullanmak oldukça tehlikeli bir iştir. Ancak Phaethon fikrini değiştirmez ve babası sözünü tutmak zorunda kalır. Phaethon’u hem annesi hem de kız kardeşleri güneş arabasını kullanması konusunda yüreklendirirler. Phaethon, arabayı kullanmak için oldukça acemidir. Buna rağmen arabayla oldukça uzaklara ve yükseklere doğru yol almaya başlar. Doğu ufkunda öyle bir yere gelirki, burası gök kubbenin en tepesidir. Arabasıyla gökyüzünün bir ucundan diğer ucuna büyük bir çizgi çizmeye başlar. Daha bu çizgi gökyüzünde Samanyolu olarak anılmaya başlar. Bu sırada Dünya yüzeyi soğumaya başlar, çünkü araba çok uzaklara gitmiştir. Bunun üzerine arabanın atları hızla Dünya’ya doğru yol almaya başlar. Dünya üzerinde Afrika semalarından geçerken arkalarında bıraktıkları yerler kavrulur. Nehirler, göller vetüm su kaynakları kurur. Büyük bir çöl oluşur. Asıl tehlike Phaethon’u ileride beklemektedir. Phaethon bir anda büyük akrebi ( Scorpio ) görür. Akrep güçlü kuyruğuyla arabada başı çeken atı sokar. Araba eskisinden daha hızlı bir şekilde gitmeye başlar. Tüm bu olanlardan sonra Phaethon babasını kendisini caydırmaya çalışma isteğinin haklılığını anlar. Baş tanrı Zeus tüm olan bitenin farkındadır. Çevreye daha fazla zarar gelmemesi için bir yıldırım yollayarak Phaeton’u öldürür ve vücudu dünyaya doğru düşmeye başlar. Arabanın atları ahırlarına geri dönerler. Phaethon’un vücudu Eridanus nehrine düşer ve dibe doğru batar. Eridanus, gökyüzünde çok uzun, dolambaçlı bir nehir olarak betimlenir.

Takımyıldızının bu uzun nehir görüntüsünü gökyüzünde belirlemek zordur. Bazı yazarlar bu nehrin Nil nehrini temsil ettiğini söylerler. Phaethon’un ölümüne çok üzülen kızkardeşleri tam dört ay boyunca durup dinlenmeden ağladılar. Onların bu hallerine acıyan tanrılar, bu kızkardeşlere daima inleyen ve sarsılan kavak ağaçlarına dönüştürdüler. Ağaca dönüşen kız kardeşler, Eridanus nehri boyunca dizilirler. Phaethon’un başına gelenleri duyan arkadaşı Cygnus, onun cesedini bulabilmek için nehre girer. Cygnus Phaethon’un çok yakın ve sadık bir arkadaşıdır. Phaeton’un cesedini bulmak için nehre ard arda dalar ve nehirde boydan boya devamlı yüzmeye başlar. Bu hareketleri onu nehirde yiyecek arayan bir kuğuymuş gibi gösterir. Daha sonra Cygnus, arkadaşının acısıyla ölür. Tanrı Apollon, Cygnus’a acıyarak onu gökyüzüne Kuğu takımyıldızı olarak koyar.

20 Aralık 2009 Pazar

CORVUS (KARGA) CRATER (KUPA) Takımyıldızının Mitolojik Öyküsü

0 yorum


“Apollon’un kadehi” diye adlandırılan Crater ( Kupa ) takımyıldızının masalı da bu masal içinde anlatılacaktır. Corvus (The Crow, Karga) eski Yunan’da Raven (Kuzgun) olarak adlandırılıyordu. Apollon’un kutsal kuşudur. Apollon, kehanetler, bilim, müzik, şiir, tıp, felsefe ve hukuğa olan ilgisiyle bilinir.

Olympos tanrıları bir gün canavar Typhon’un saldırısına uğrayınca, tanrılardan biri olan Pan (bkz. Capricornus), diğer tüm tanrılara uyarıda bulunur. Canavardan kaçabilmek için tüm tanrılar kendilerini birer hayvana dönüştürürler. Aphrodite ve Eros, birer balığa (bkz. Pisces) dönüşürken Pan da balığa dönüşmek ister. Ama sadece yarım bir balık olabilir. Apollon ise bir karga olmayı seçer. Apollon’un kargasının bir kar tanesi kadar beyaz renkte olduğu söylenir. Ancak bu karga, Apollon’a bazı kötü haberler getirir. Ona sevgilisi Coronis’in artık onu sevmediği haberini verdiğinde Apollon, çok üzülür ve kızar. Karganın tüylerinin rengini siyaha dönüştürür.

Bir gün Apollon, Zeus’a bir yardımda bulunmak amacıyla, kargasına bir kupa vererek su getirmesi için pınara gönderir. Ancak karga pınarın yanında bulunan incir ağacını görünce canı fena halde incir yemek ister. İncirler tam olgunlaşmamış olduğundan iki-üç gün onların olgunlaşmalarını bekler. Bu arada Apollon karganın su getirmesini beklemektedir. Apollon tam beklemekten vazgeçtiği sırada, karga ağzında su dolu kupayla geri döner. Apollon çok sinirlenir. Karga pınarın bir su yılanı tarafından tıkandığını söyleyerek af dilese de, onun yalan söylediğini anlayan Apollon, kargayı cezalandırır. Karga’nın güzel sesini, çirkin bir sese çevirir. Bazı masallarda Karga’nın renginin bu sırada siyaha çevrildiği söylenir. Apollon’un Corvus’a verdiği en büyük ceza ise, onu gökyüzünde Crater’in (Kupa) yanına göndermek olur. Kupa’nın hemen önündeki Su Yılanı (Hydra) da karganın kupadan su içmesini engellemekle görevlidir. Böylece karga hiçbir zaman kupaya ulaşamaz.

14 Aralık 2009 Pazartesi

Geminid şakır şakır yağmış...

0 yorum


2009 yılı son göktaşı yağmuru İkizler (Geminid)'i havaların kapalı olması nedeni ile seyredemedim. Lakin 2007 yılında Uğur İkizler'in çekmiş olduğu videoyu paylaşmak istedim. Muhteşem bir çekim bu! Belki bu sene de kendisinden bir video gelebilir :)

13 Aralık 2009 Pazar

DELPHINUS (YUNUS) Takımyıldızının Mitolojik Öyküsü

0 yorum




Delphinus “The Dolphin” ya da “Yunus”, Pegasus’un batısında yer alan eski bir takımyıldızıdır. Bazı kaynaklarda adı “Arion” olarak geçer. Eski çağlarda iki tane Arion olduğu rivayet edilmektedir. Bir Yunan mitolojisine göre M.Ö. 8. yüzyılda yaşamış olan müzisyen ve şairdir.

Masallarda Arion’un gelmiş geçmiş en büyük müzisyen olduğu söylenmektedir. Şairler adası Lesbos’da ( Midilli Adası ) yaşayan Arion, adadan ayrılıp Korinthos’a (Eski Yunanistan’da Atina’ya 18 km. uzaklıkta bir şehir) gitmiş. Korinthos’un yöneticis iPeriandros’la dost olmuş ve oranın halkını da sanatıyla etkilemiştir. Arion sanatıyla yalnız ün değil, para da kazanmıştır. Bir süre sonra Korinthos’tan Sicilya’ya (İtalya) gider. Sicilya’da kaldığı süre içinde servetine servet katmıştır. Yaşı ilerleyince Korinthos’a geri dönmek ister. Sicilya’da kazandığı servetini güvenli bir şekilde götürmek gibi büyük bir problemi varmış. Bu yüzden güvendiği Korinthos’lu bir tayfa ile anlaşır. Ama güvendiği tayfalar denize açıldıktan sonra Arion'un altınlarına ve parasına el koymayı planlamışlardır. Denize açıldıktan bir süre sonra tayfaların niyetini anlayan Arion, en azından hayatını bağışlamaları için yalvarır. O gece rüyasında bilgelik ve doğruluk tanrısı Apollon’u görür. Bunu hayırlı bir şey olarak yorumlar. Tayfalar Arion’u denize atmak isterlerken, onlardan son bir defa saz çalmasına izin vermelerini diler. Sazını o kadar güzel ve dokunaklı çalmış ki, Apollon’un kutsal hayvanları olan yunuslar onu dinlemeye gelmişler. Arion ezgisini bitirince, kendini denize atar. Dalgalar arasında boğulmak üzere olan Arion’u bir yunus balığı sırtına alıp Yunanistan kıyılarına götürür. Tanrı Apollon da Arion’un sazıyla üzerinde yolculuk ettiği yunus balığını ödüllendirmek için gökyüzüne yerleştirir.

Masallarda adı geçen diğer Arion ise denizler tanrısı Poseidon ile toprak ve ürün tanrısı Demeter’in (bkz. Virgo) oğludur. Demeter ve Poseidon’un oğlu Arion’un, Yunus takımyıldızının mitolojik masalıyla bir ilişkisi yoktur. Bu takımyıldızının ismi daha çok Poseidon’la ilişkilidir. Deniz tanrısı Poseidon’un sarayında elli tane su perisi vardı. Bunların tümünü Nereus dünyaya getirmiştir. Bu yüzden bu periler “Nereid’ler” olarak bilinirlerdi. Poseidon onların çoğuna karşı ilgisizmiş. Bir eş bulması gerektiği zaman, aralarından denizde yaşamaya alışkın olanlarından birini eş olarak seçmeye karar verir. Poseidon’un ilk seçimi elli Nereid’in ilki olan Thetis’tir. Poseidon Thetis’in dünyaya bir oğlan çocuğu getiremeyeceğini öğrenir. Poseidon’un evlik için sonraki seçimi Thetis’in kız kardeşi olan Amphitrite’dir. Amphitrite, Poseidon’la evlenmek istemez, Atlas dağlarının ardına kaçar. Poseidon, Amphritite’yi kendisinin su altı krallığına eşi olarak geri dönmesi için ikna etmek üzere çok sayıda haberci gönderir. Bu görevde başarılı olan Delphinus’tur. Amphiritite, Delphinus’un yalvarmaları sonucunda ikna olup, Poseidon’un sualtı krallığına, kraliçe olarak geri döner. Poseidon, Delphinus’u başarısından dolayı ödüllendirerek gökyüzüne takımyıldız olarak alır. Hıristiyanlığın ilk yıllarında Delphinus, İsa’nın çarmıhı olarak da adlandırılır.

10 Aralık 2009 Perşembe

Geminids geliyor...

0 yorum


Katkı ve Telif Hakkı: Uğur İkizler

7 Aralık 2009 tarihinde başlayan İkizler (Geminid) Göktaşı yağmuru 17 Aralık'a kadar devam edecek. Göktaşı yağmuru 13-14 aralık tarihlerinde saatte 120 adede kadar çıkacak.

İkizler Takımyıldızı Türkiye saati ile 19:00'da kuzeydoğu yönünde doğuyor olacak. Saat 22:00 gibi yağmur zirveye çıkacak.

Havalar kaplı olmaz ise 2009'un son göktaşı yağmuruna dair görsel bir şölen bizleri bekliyor. Şehrin ışıklarından uzak bir mekanda bu fırsatı kaçırmamak lazım :)

5 Aralık 2009 Cumartesi

AURIGA (ARABACI) Takımyıldızının Mitolojik Öyküsü

0 yorum



Ateş ve demir tanrısı Hephaistos’un oğlu olan Auriga, bir masala göre Atina kralıdır ve adı efsanevi kral Erichthonius olarak geçer. O Hephaistos’un yere saçılan tohumlarından meydana gelmiş yarı insan yarı yılan bir çocuk iken zeka tanrıçası Athena yerde çırpınan bu acayip yaratığa acımış, onu alıp bir kutunun içine koyarak Kekrops’un üç kızına vermiş ve kutuyu açmamalarını söylemiştir. (Kekrops, Yunanistan’ın doğusunda küçük bir yarım ada olan Attika’nın efsanevi ilk kralıdır. Yunanlılara medeniyeti getirmiş ve Atina şehrini kurmuştur.)

Kekrops’un kızları tanrıçanın sözünü dinlemeyip kutuyu açmışlar ve Erichthonius’u görünce çıldırarak kendilerini Akropolis’ten (Yunancada akros=yüksek, polis=şehir demektir.) aşağı atarak intihar etmişlerdir. Erichthonios büyüyünce Atina krallığını ele geçirir. Erichthonios, Atinalıların baş koruyucusu olan, uysallıkları ve yetenekleriyle ünlü dört atı birden süren ilk insandır. Bu nedenle yıldızlar arasına “arabacı” ünvanıyla alınarak Zeus tarafından onurlandırılır.

Başka bir masala göre Arabacı, ırmak tanrısı Asopos’un kızı Antiope ile Atina krallarından Theseus’un oğulları olan Hippolytos’tur. Fakat Theseus, Antiope’nin ölümünden sonra ( veya Antiope’yi terk edip ) Girit kralı Minos’un kızlarından biri olan Phaidra ile evlenmiştir. Güzel bir kız olan Phaidra aşk yüzünden büyük bir faciaya neden oldu. Gerçekten ateşli bir kişiliğe sahip olan bu kraliçe, üvey oğlu Hippolytos’u görünce aklı başından gitti. Hippolytos’u elde etmek, aşk ateşini onunla paylaşmak için her çareye başvurdu. Genç çocuk, üvey annesinin aşkına karşılık vermeyince iftiraya uğrar. Phaidra, Theseus’a, Hippolytos’un kendisini kaçırmak istediğini söyler. Bu yalana inanan baba Theseus, oğlunun cezalandırılması için tanrı Poseidon’a yalvarır. Babaların çocukları hakkında kötü bile olsa isteklerini (çocukların dünyaya gelmelerine neden oldukları için), tanrılar her zaman kabul ederlermiş. Poseidon, Hippolytos arabasıyla deniz kıyısından giderken, dalgalar arasından dev bir boğa göndererek atlarını ürkütür. Atlar delicesine koşmaya başlarlar. Çok geçmeden Arabacı kaza geçirir ve feci bir biçimde can verir.

Diğer bir masala göre ise Arabacı, tanrıların habercisi Hermes’in oğlu Myrtilus’tur. Kral Ooenemaus’un at sürücüsü olarak bilinir. Kralın çok güzel bir çift atı varmış. Onları krala savaş tanrısı Ares vermiştir. Bu yüzden bütün ölümlü hayvanlardan üstün oldukları düşünülürmüş. Kralın Hippodameia adında bir de kızı varmış. Kral kızına öylesine bağlıymış ki evlendirmek bile istemiyormuş. Ne zaman evlenmek isteyen bir delikanlı gelse, önce kendisini at yarışında yenmesi şartını koşarmış. Tabi damat adayının, kralın tanrısal atlarını geçmesi mümkün olmayınca, kral mutlu bir şekilde adayı reddediyormuş, sonradan aday öldürülüyormuş. Çünkü kural böyleymiş: “kazanırsan kızımla evlenirsin, kaybedersen ölürsün”Lydia (batı anadoluda bir yer) kralı Tantalos’un oğlu Pelops meydana çıkana kadar Hippodameia’nın evlilik konusunda şansı pek iyi gitmez. Genç kız Pelops’a gönlünü kaptırmış ya da artık bu yarışlara bir son verme zamanının geldiğine inanmış olacak ki, babasının arabacısı Myrtilos’u parayla kandırır. Myrtilos, kralın arabasının tekerleklerinin vidalarını gevşetince yarışı Pelops kazanır. Sonraları bilinmeyen bir nedenden dolayı, Pelops kendisinin Hippodameia ile evlenmesini sağlayan Myrtilos’u öldürtmüştür. Baba Hermes, oğlu Arabacı’nın hatırasını yıldızlarda yaşatır.

Başka bir masala göre Arabacı, Zeus’u emziren keçidir. Titanlardan Kronos, kız kardeşi Rhea ile evlenir. Kehanete göre çocuklarından biri onu öldürecektir. Bu nedenle karısı Rhea’nın her doğurduğu çocuğu yutarmış. Buna çok üzülen Rhea, son çocuğu Zeus doğduğu zaman gecenin karanlığından yararlanarak Girit adasındaki İda dağının tepelerine gider. Zeus’u oraya bırakır. Gaia (yer) çocuğu alır ve bir mağaranın dibine saklar. Rhea, kocası Kronos’a, yeni doğan oğlu Zeus yerine bit taşı kundak bezine sararak verir. Kronos taşı Zeus sanarak hemen yutar. Zeus, keçi Amaltheia’nın sütünü emerek dağda büyür. Zeus keçiye olan gönül borcunu, onu yıldızlar arasına alarak öder.

Bir başka masala göre, keçi Amaltheia’nın çok çirkin ve ürkütücü bir görünüşü vardır. Bu görünüşü Titanları bile korkuttuğundan Zeus, kendisine keçinin derisinden bir pelerin yaparak düşmanlarını korkutur. Zeus’u koruyan bu pelerin Aegis olarak bilinir. Auriga, kuzey yarımkürenin en parlak yıldızlarından biri olan Capella’yı içeren birtakım yıldızdır. Auriga genellikle bir savaş arabası kullanıcısı olarak resimlenir. Bu yıldıza ilşkin her kültürde pek çok efsane vardır. Genç Auriga bir elinde kamçı, diğerinde ise biri erkek biri dişi olan iki keçi tutar. Capella’nın anlamı “küçük keçi”dir. Diğer dişi olan keçi Zeus’u emziren Amaltheia’dır.
 
Designed by: NewWpThemes | Converted to Blogger by Professional Blogger Templates | Contact | About