31 Ekim 2009 Cumartesi

PİSCES (BALIK) Takımyıldızının Mitolojik Öyküsü

0 yorum



Pisces eski bir takımyıldızdır. Bu takımyıldızın masalı, toprak ana Gaia ile ölüler ülkesinin en derin yerinde olan Tartaros’un çocuğu olan Typhon ile ilgilidir. Typhon eski Yunan tanrılarının en korkuncuydu. Bir rivayete göre Typhon’un yüz tane başı vardı. Başları yıldızlara değebilirdi. Tüm başlarından kara diller ve gözlerinden ateş çıkarırdı. Ayrıca bu dev canavarın yılan ayakları ve gökyüzünü saracak kadar uzun kolları vardı. Bu korkunç canavar ile Olympos’taki tanrılar bile dövüşmekten kaçınırlardı.
Bir gün Typhon tanrıların evi olan Olympos’a saldırdı. Ve tanrılar kendilerini bir hayvana dönüştürerek kaçmaya çalıştılar. Zeus kendini bir koça dönüştürdü, şarap tanrısı Dionysos bir keçi haline geldi, tanrıların habercisi Hermes (Merkür) balıkçıl bir kuş şeklini aldı. Güzellik tanrıçası Aphrodite ve oğlu sevgi tanrısı Eros ise Nil nehrinden geçebilmek ve canavardan daha rahat kaçabilmak için bir çift balık halini aldılar. Athena (Minerva) sonradan bu olayı ölümsüzleştirmek için bu iki balık figürünü yıldızların arasına yerleştirdi.

Bu balıklardan biri olan, göz kamaştırıcı güzelliğe sahip Aphrodite bir efsaneye göre dalgaların köpüğünden doğmuştur. Bir ilkbahar sabahı, Kıbrıs adası kıyılarında kıpırtısız olan deniz birden bire köpüklü beyaz bir dalga ile hareketlendi. Ve bu dalgayla birlikte bir sedef kabuğu kıyıya vurdu. Sedefin kapağı açıldığında içinden güzeller güzeli Aphrodite ve beraberinde aşk tanrısı olan oğlu Eros çıkmışlardır. Aphrodite güzelliğiyle sadece tanrıların değil insanlarında gönlünü fethetmiştir. İnsanların kalplerine sevgi ve aşk tohumları serpiyor, onlara sevinç veriyordu. Aphrodite gücünü sadece insanlar üzerinde göstermezdi. O tüm tabiata söz geçirebilirdi. Aphrodite gibi Eros da tanrıların ve insanların kalplerinde aşkın ilahi ateşini yakar, onların mutluluklarını veya bahtsızlıklarını hazırlardı. Eros’un elinde oklar veya tutuşmuş kızgın bir meşale bulunurdu. İnsan ruhu, neşesini de ıstırabını da hep Eros’a borçludur.

Burçlar kuşağındaki Pisces, Aphrodite ve Eros’un birbirlerine iple bağlı görünen iki balık figürünü temsil eder.

26 Ekim 2009 Pazartesi

AQUARIUS (KOVA) Takımyıldızının Mitolojik Öyküsü

0 yorum




Yunanlıların oniki büyük tanrısı (*) Olympos’ta otururdu. Olympos, Makedonya ile Tesalya arasında oldukça heybetli bir sıradağın en yüksek tepesiydi. (Olympos ismi yalnız tanrıların oturdukları; yüksekliği 2985 metreye varan meşhur dağın ismi değildir. Bizim Anadolumuzda bile bazı dağların isimleri eskiden Olympos’du. Bugün isimleri Uludağ, Aladağ ve Hisardağı olan dağların isimleri de eskiden Olympos’du.)

Olympos dağının Ulu tanrısı, dünyanın sahibi, tanrıların ve insanların babası, hergüzel varlığın yaratıcısı olan Zeus, yalnız kadınların güzelliğine vurgun değildi. O güzel olan herşeye, hatta delikanlılara bile gönlünü kolayca kaptırıyordu. Zeus, birgün yeryüzünde olağanüstü güzelliğe sahip bir delikanlı gördü. Ganymedes adını taşıyan bu delikanlı, Truva şehri kralı Tros’un oğludur. Su taşıyıcısı olarak bilinen Ganymedes, Olympos dağında yaşayan tanrılara fincan veya kupalarda içecek taşımakla görevlidir. Bu delikanlı o kadar hoş ve güzeldi ki, Zeus onun cazibesinden kendini kurtaramadı. Fanilerin arasında görüp beğendiği ve sevdiği bu genci daima yanında bulundurabilmek için yeryüzünden kapıp, Olympos’a çıkarmayı düşündü.

Bir gün Ganymedes, İda dağının (Bayramiç ile Erdemit arasında 1767 metre yüksekliğinde bugün Kazdağı denilen dağıneski adı İda’ydı.) yamaçlarında sürüsünü otlatıyor ve bir kayanın üzerine oturmuş kaval çalıyordu. Kocaman bir kartal şekline giren Zeus, Olympos’un tepesinden aşağı doğru süzüldü ve Ganymedes’in arkasından geldi. Ansızın üzerine çullandı ve onu kaptığı gibi doğru tanrıların dağına uçurdu. Bu genç çoban Olympos tanrılarının yiyeceği olan Ambrosia ile içenlerin ölümsüzlük kazandıkları ve tanrılara mahsus içki olan nektarla beslendi. Bu suretle güzel yüzü, hoş endamıyla tanrıların gözünü okşamak için ebedi gençliğine muhafaza etti.

Başka bir masala göre Ganymedes’i kaçıran şafak tanrıçası Eos’tur. Şafak tanrıçasıgül renkli parmaklara sahip, güzel ve gönül alıcı bir bakireydi. Her sabah doğu tarafından göğün kapılarını açarak Güneş’e yol verirdi. Eos, Ganymedes’e karşı tutku ve öfke karışımı bazı hisler beslemektedir. Ancak tanrıların tanrısı Zeus, Ganymedes’in çekiciliğinin farkına varıp, onu tanrıça Eos’un elinden alır. Mısır kökenli bir masalda ise Aquarius, Nil nehri tanrısı olarak bilinir. Büyük bir olasılıkla, Aquarius’un kupasından dökülen su Nil nehrinin kendisini temsil etmektedir.

Aquarius su tanrısı olarak da bilinmektedir. Bazı toplumlara göre iyi bazılarına göre ise kötü bir tanrıdır. Kuru iklimlerde yaşayan Etiyopya ve Yunan toplumları için Aquarius çok iyi bir tanrıydı. Çünkü hasat zamanı kendilerine bolca yağmur getiriyordu. Ancak Babiller için iyi bir tanrı değildi, Güneş’in Aquarius’a geldiği ayda yağmurun lanetinden söz etmeye başlarlardı. Güneş Aquarius’a girdiği an yeni yıl başlar yani bahar yaklaşmaktadır ve suyun başladığı bu mevsim, bereketli ürünlerin müjdecisidir.

Aquarius, kuzey yarımkürede Pisces(Balık) ve Cetus(Balina) takımyıldızlarının yanında bulunur. Su taşıyıcısı kendi kupasındaki suyu Piscis Austrinus’un (Güney balığı) ağzına dökmektedir.

(*) Yunanlıların oniki büyük tanrısı:

1-Zeus (Jupiter),başkan

2-Poseidon (Neptunus), Zeus’un erkek kardeşi

3-Hades (Pluton), Zeus’un erkek kardeşi

4-Hestia (Vesta), Zeus’un kız kardeşi

5-Hera (Iuno), Zeus’un karısı

6-Ares (Mars), Zeus ile Hera’nın oğlu

7-Hephaistos (Vulcanus), Hera’nın oğlu

8-Athena (Minerva), Zeus’un kızı

9-Apollon (Phoebus), Zeus’un oğlu

10-Aphrodite (Venüs), Zeus’un kızı

11-Hermes ( Mercurus), Zeus’un oğlu

12-Artemis (Diana), Zeus’un kızı

25 Ekim 2009 Pazar

Galilean Nights

0 yorum



IYA2009 Trailer from joakimfl on Vimeo.



Galilean_Nights Galileo Geceleri-Galileo Beşiktaş'ta
by NurcanOrtugenGok




Galilean Nights- Galileo Geceleri- tüm Dünya'da olduğu gibi ülkemizde de çeşitli etkinliklerle kutlandı. Dünya Astronomi Yılı (IYA2009) köşetaşı projelerinden biri olan bu etkinlikte yüzlerce ulus, yüzlerce insan Galileo Galilei'nin tam 400 yıl önce gözlemlediği gökcisimlerini gözlemledi.

Bu etkinliklerden biri de İstanbul Kültür Üniversitesi, Beşiktaş Belediyesi tarafından düzenenen Galileo Beşiktaş'ta etkinliği idi. Etkinliğe İstanbul Üniversitesi Astronomi Kulübü de gönüllü olarak destek verdi.

Yapılan etkinlikte Amatör Teleskop Yapım Atölyesi kurularak miniklere teleskop aynası yapmayı öğrettik. Dünyadan Evrene Bakış Sergisi yer aldı. Planeteryum ile gökyüzü tanıtıldı.

Güneş batıp akşam olduğunda ise el yapımı teleskoplarımızın da dahil olduğu teleskoplarla gökyüzü gözlemi gerçekleştirildi. Yüzlerce insanı Gökyüzü ile buluşturduk. İçim huzur dolu...

Tek Dünya! Tek Gökyüzü!...

18 Ekim 2009 Pazar

CAPRICORNUS (OĞLAK) Takımyıldızının Mitolojik Öyküsü

0 yorum




Capricornus, dağlık bir bölge olan Arkadia’da küçük baş hayvanların ve çobanların tanrısıdır. Tanrıların, çoğunlukla insan kılığında değil de hayvan kılığında düşünüldüğü ilk zamanlarda, Pan da keçi kafalıdır. Sonradan keçi kafasında sadece boynuzlar ve sakalı kalır, yüzü de insan yüzü olur.
Oğlak Yunan tanrılarından Pan ile bağlantılıdır. Pan, tarım yapan köylülerin, kırsal kesimde yaşayan insanların tanrısıdır. Bazı kaynaklara göre bereket ve doğurganlık tanrısıdır. Tanrıların habercisi Pan, Hermes’in oğludur. Hermes onu sıcak tilki postuna sararak Olympos’a götürdüğünde, bu gülünç varlığı gören bütün tanrılar gülmekten kırılırlar ve ona ‘ bütün’ anlamına gelen PAN derler.
Müziği çok severdi ve kendi adını verdiği ve zamanımızın armonikası diyebileceğimiz bir müzik aleti halen onun adıyla anılır. Zamanını genellikle hanımların peşinde koşarak geçirir ve eğlencesinin sonuçlarını fazla düşünmez. Kendisi çok güçlü bir sese sahiptir. İnsanların, hayvanların uyuduğu kızgın, ıssız yaz öğlenlerinde birden bire beklenmedik gürültüler koparıp, dört bir yana Pan’a özgü (panik) korkular saçarmış.
‘Panik’ sözcüğünün de bu tanrının adından türediği söylenmektedir. Marathon savaşının devam ettiği bir gece, Pers’leri bu şekilde paniğe uğrattığı ve Atina’lıların savaşı kazanmalarını sağladığı için, Atina’lılar, savaştan sonra tanrı Pan’a bir tapınak yaparlar. Pan sözü Yunancada bütün anlamına geldiğinden, sonraları Pan’a, her şeyi yapabilir bir tanrı payesi çıkarılmıştır.
Pan’ın müzik aleti, Pan’a peri Syrinx’i etkilemek istemesi sonucunda ortaya çıkmıştır. Peri Syrinx, Pan’ın aşırı ilgisinden kaçmak için kendisini saz kamışına çevirir. Pan, tam periyi kucakladığında, sadece bir demet saz olduğunu görüp hayal kırıklığına uğramıştır. O sırada sazlar arasından esen rüzgarın sesi Pan’ı büyüler. O da farklı boyda sazlar seçip onları bal mumu ile birleştirerek flütünü yapar. Müzik aletinin ilham kaynağı peri Syrinx olduğu için, flütün adı daha sonra Syrinx olarak da anılır.
Pan kısa boylu, tüylü, alnında iki boynuzu olan keçi görünümlü bir tanrıydı. Hristiyan tasvirlerindeki şeytana benzerliği dikkat çekicidir. Tek farkı Pan kırmızılar içinde değildir.
Capricornus’un şekli, Zeus gibi yeni nesil tanrılar ile Titan gibi eski nesil yaşlı tanrılar arasında geçen büyük kozmik savaştaki bir olayın anısını yansıtır. Bu savaş sonucunda yeni nesil tanrılar savaşı kazanıp, evrenin hakimiyetini ele almışlardır. Ancak eski ana tanrıça olan Gaia, yeni nesil tanrıların davranışları karşısında öfkelenmiş ve Typhon adında çok güçlü bir canavarı, yeni nesil tanrıların üzerine yollamıştır. Bu canavar yaptığı yıkımlar ve olağanüstü gücüyle yeni tanrılar için büyük tehlike anlamına gelir. Canavar yeni nesil tanrılara saldırmak için yaklaşırken, Pan olayı fark edip diğer tanrıları uyarır. Hepsinin canavardan korunmak için birer hayvan kılığına girmelerini söyler. Kendisi de bir balık kılığına girmeye çalışır. Ama aceleden tam olarak değişemez. Ve arka kısmı balık olmasına rağmen ön kısmı değişmemiştir. Capricornus takımyıldızı genelde balığın kuyruğundan çıkan keçinin ön ayakları olarak betimlenir.
Daha sonra Zeus canavarla çok çetin bir mücadeleye girer. Pek çok yerinden yaralanmıştır. Ancak Hermes ve Pan’ın yardımıyla tedavi olur ve gücünü yeniden kazanarak canavarı yıldırımlarla yaralar. Typhon’u Etna Dağı’nın derinliklerine hapsetmiştir. Masala göre bu bölgede gerçekleşen deprem ve volkanik etkinliklerin nedeni Typhon’un gürültülü horultuları olduğundan söz edilir.
Tüm bu olaylardan sonra Zeus, Titan’a karşı olan savaşta yaptığı önemli işler nedeniyle, Pan’ı gökyüzünde yıldızlar arasına koyarak onurlandırmıştır.
Capricornus literatürde “Boynuzlu Keçi” anlamına gelmesine rağmen, genellikle “Deniz Keçisi” ya da “Keçi Balık” olarak anılır. Eski bir takımyıldızdır ve Zodyak kuşağının ilk üyelerindendir. Boynuzlu hayvanlar, özellikle ibex (boynuzları arkaya doğru kıvrık bir dağ keçisi), tarih öncesi tapınılan resimlerde görülmektedir.

14 Ekim 2009 Çarşamba

Heads Up! Saatte 30 Adet GökTaşı Yağmuru!

0 yorum

Katkı ve Telif Hakkı:Uğur İkizler





2 Ekim tarihinde başlayan Orion Göktaşı Yağmuru 7 Kasım'a kadar devam edecek. Göktaşı yağmurunun en etkin olacağı tarih ise 21 Ekim. Saatte 30 kadar göktaşının atmosfere girip o güzel görüntüyü oluşturacağı hesaplanıyor.


Orion (Avcı Takımyıldızı), Gökyüzünde hem güney hem de kuzey yarıküresinde bulunan ve bu sayede tüm dünyadan görülebilinen, oldukça parlak yıldızlardan oluşan dolayısıyla da kolay bulunabilinen takım yıldızdır.

Heads up! Başımızı doğu ufkundan ayırmayalım! :)


Guerrilla Lighting - Çevreye duyarlı aydınlatma

0 yorum
Katkı ve Telif Hakkı:Başak Sarı
Katkı ve Telif Hakkı:Banu Beysüngü


Katkı ve Telif Hakkı:Tolga Altuntaş













Professional Lighting Design Türkiye dergisi Guerrilla Lighting adı ile İstanbul’da 10 Ekim Cumartesi günü bir etkinlik gerçekleştirdi.

“Guerrilla Lighting”de çevreye duyarlı aydınlatma tasarımının önemi vurgulandı. 60’a yakın gönüllü gerilla, büyük fenerler ve taşınabilir aydınlatma aygıtları kullanarak Galata Meydanı’ndaki Beyoğlu Belediyesi Binası, Beyoğlu Vergi Dairesi, Sarkuysan Binası ve Galata Kulesi’ni kendi elleriyle aydınlattı.
Işık Kirliliği hakkında alınacak önlemler açısından çevreye duyarlı aydınlatmanın öneminin oldukça büyük olduğunu biliyoruz. Gerek mimarı yapılarda, gerek çevre aydınlatmalarında doğru ürünler kullanıldıkça hem doğal yaşam korunacak, hem enerji tasarrufu sağlanacak.
PLD Türkiye ve Emre Güneş'e teşekkürler.
Vesselam yaşasın doğru aydınlatma, yaşasın karanlık Gökyüzü :)

10 Ekim 2009 Cumartesi

SAGITTARIUS (YAY) Takımyıldızının Mitolojik Öyküsü

0 yorum





Zodyak (Burçlar) kuşağındaki Sagittarius, yarı at yarı insan yaratıklar olan Centaur’ların kralı Cherion’u temsil etmektedir. Yarı at yarı insan olan Centaur’ların birçoğu zalim olarak bilinirler. Ayrıca bunlar kaba, güvenilmez, vahşi, aldatıcı ve çok içen yaratıklardır. Cherion bu yaratıklardan farklıdır. Cherion’u Güneş tanrısı Apollon, Aytanrıçası Artemis (Diana) ve vahşi hayvanlar yetiştirmişlerdir. Bu yüzden Cherion kibar,başkalarını düşünen ve bilgili biridir.

Cherion’un yetenekleri ve bilgileri herkes tarafından kabul edilirdi. Cherion’a, birçok ünlü kralın çocukları, yeteneklerini ve bilgilerini öğretmesi için gönderilirdi. Öğrencileri arasında Herkül de vardır. Herkül yolculuğa çıktığı birgün yolda çok susar ve Cherion’un yanına uğrar. Cherion’dan, evinde sakladığı ama yarı at yarı insan yaratıklara ait olan şarabı açmasını ister. Cherion bu isteği kabul eder. Şarabı açınca güzel kokusu memleketin dışına kadar yayılır ve bu kokuyu alan Centaur’lar büyük bir hışımla eve gelirler. Centaur’lar, kendilerinden habersiz şaraplarını açtıkları için Herkül ve Cherion’a saldırırlar. Herkül, Centaur’ların birçoğunu öldürür. Geri kalanını da şehrin dışına sürer. Cherion olaya hiç karışmamakla beraber Herkül’ün yanında olayı dikkatle izler. Herkül o kargaşada yalnışlıkla zehirli oklarından biriyle Cherion’u da vurur. Herkül bu duruma çok üzülür. Herkül’ün üzüntüsünü gören Zeus bu iyi Centaur’u yıldızlar arasına yerleştirir.

Sagittarius, bir erkek vücudunun belden üst kısmıyla bir atın birleşimini temsil eder. Ayrıca bu takımyıldızının Argonaunt’lara yolculukları sırasında rehber liketmesi için gökyüzüne yerleştirildiğine inanılır.

4 Ekim 2009 Pazar

SCORPIUS (AKREP) Takımyıldızının Mitolojik Öyküsü

0 yorum





Scorpius(Akrep), tutulum üzerinde Orion(Avcı) takımyıldızı ile tam zıt yönde bulunur. Biri doğarken diğeri batmaktadır.

Orion, deniz tanrısı Poseidon’un ölümlü birkadından olan oğludur. Orion çok güçlü bir avcıdır. Ancak, normal insanlar gibi o da ölümlüdür. Orion’a ölümü getiren Scorpius(Akrep) olmuştur. Bir masala göre Orion, av tanrıçası Artemis’e aşıktır ve tanrıçayı sürekli rahatsız etmektedir. Tanrıça Artemis’i zorla elde etmeye çalışmıştır.

Başka bir öyküye göre ise Orion’un kusursuz av yeteneği onun başını derde sokmuştur. Orion bu yeteneğiyle çok fazla övünür ve yeryüzündeki tüm hayvanları avlayarak öldürebileceğini söyler. Orion’nun bu kadar ileri gitmesi tanrıça Artemis’i kızdırır.

Bazı mitolojik metinlerde ise Orion'un kibirli davranışlarına tepki gösteren tanrıçanın, yer tanrıçası Gaia olduğu söylenmektedir. Tanrıça Artemis Orion’u davranışlarından dolayı cezalandırmak amacıyla bir akrep gönderir. Akrep görevini başarıyla yapar ve Orion’u öldürür. Daha sonra iki ezeli düşman, Scorpius ve Orion, gökyüzünde birbirlerine zıt konumlarda yerlerini almışlardır. Aslında masal burada bitmez. Ophiuchus iyileştirme yeteneğini kullanarak Orion’u tekrar hayata döndürmüştür. Gökyüzünde Ophiuchus, akrebi topuklarının altında ezerken görünür. Akrep, Ophiuchus’un ayağının altında batarken, Orion’un gökyüzünde tekrar doğmaya başladığına inanılır.

fezada yabancı bir cisim tespit edildi!

2 yorum
Astronot fehmi (Aydemir Akbaş) - pembe alarm

Aydemir Akbaş'ın başrolünde olduğu bilim kurgu filmi Astronot Fehmi'den bir sahne... :)

1 Ekim 2009 Perşembe

Yurtdışındayız...

0 yorum




İstanbul Kültür Üniversite'sinin düzenlemiş olduğu II. Amatör Teleskop Yapım Çalıştayı (Amateur Telescope Making Workshop) Sky & Telescope dergisine konu oldu. Gary Seronik'in ATY 2009'u anlatan bir yazısının görsellerini paylaşmak istedim.

Kısacası gururluyuz... :)
 
Designed by: NewWpThemes | Converted to Blogger by Professional Blogger Templates | Contact | About