21 mayıs 2009 sabahı idi. o sabah genç kadın uyandığında ayacıkları onu işe götürmedi. üzerine kot pantolonunu ve de bir de t-shirt geçirip doğru berberin (genç kadın ayda yılda düğünlerde seyranlarda bir kuaföre gittiğinden kuaföre berber deme alışkanlığı vardı) yolunu tuttu.
içinde bir his vardı. bir bedel ödemesi gerekiyordu. herkesin ve de kendisinin çok beğendiği doğuştan fönlü belini geçmiş gökyüzü karanlığındaki saçlarını kurban edecekti. zaten hayatta herşeyin bir bedeli vardı. bu neyin bedeli idi? anlatması öyle zorduki onun için, kendi dahi tarifleyemiyordu.
yavaşça kuaför koltuğuna oturdu. kestirmek istiyorum dedi. kuaför uçlarından mı alacağız dedi. yoo hayır kısacık kalacaklar dedi. kuaför uzun saçları ellerinde tutarak sordu; emin misiniz? eminim dedi genç kadın, sadece eğer ağlarsam hoş görün....
ilk makası vurdu kuaför, genç kadının saçlarına. genç kadın gözlerini kapadı sonra açtı, gözleri aynaya değil, yere düşen bir tutam saçına bakıyordu. bir an yutkundu. ağlamak ile ağlamamak arasında gidip geldi. o an kendisine bir söz verdi. o andan itibaren hayatta yerine konulamayacak hiçbir şey için gereksiz üzülmeyecek ve gözyaşı akıtmayacaktı. Klasik bir söz vardır, o hesap nasıl olsa kökü onda idi, yeniden uzayacaktı.
ama bir saç kesimi o kadın için bu kadar basit ve sıradan değil idi. oğlu artık uyurken minicik avuçlarının arasına annesinin saçlarını dolayamayacaktı.
kuaförden çıkıp hemen işin yolunu tuttu genç kadın. akşam eve döndüğünde Altuğ Kağan Gök annesine şöyle bir baktı. Ellerini annesinin saçlarına uzattı. Anne saçlar yok dedi... Uzayacaklar oğlum diyebildi annesi oğluna ve eşi ile beraber onlara sıkıca sarıldı. 2-3 gün boyunca saçlarına hiç bakmadı, yıkamanın dışında onlara hiç dokunmadı bile. o saçlar yeniden uzadığı zaman BİRŞEY olacak diyordu hep içinden. ama ne olduğunu kendi de bilmiyordu.
25 mayıs sabahı inanılmaz bir huzur ile uyandı. o huzuru veren o gün doğum gününün olması değildi. saçları yeniden beline geldiği zaman ne olacağını keşfetmişti. saçları yeniden beline geldiği zaman SOLUK MAVİ NOKTA evrene merhaba diyecekti.
Soluk Mavi Nokta, genç kadının tüm hayallerinin gerçek olacağı bir dünya olacaktı. Ve bugün o noktanın temelini attı. O dünyanın saçları uzayıncaya dek ne aşamalardan geçeceğini tıpkı olduğu feza maceRaları nda olduğu gibi yazıya dökecekti.
kimbilir? belki hayaller gerçek olmaz, ama mutlaka birilerine her sabah uyandığı zaman güne huzur dolu başlamasına sebep verecek olan yeni hayaller feyzeder. her sabah ne için uyanılıyor ki? çalışıp para kazanmak için mi? çok daha iyi arabalara binmek için mi? her sene belirli sürelerde çok daha iyi tatiller yapabilmek için mi? çocuklarımızı büyütmek için mi? ev sahibi olmak için mi? ne için????
genç kadın şu an çalışmıyor. ama her dakika Soluk Mavi Nokta'ya giden yol için çaba sarfediyor. bu çabalar ona hayat veriyor, bu çabalar sayesinde genç kadın, çürümüyor, eskimiyor... bu çabalar sayesinde genç kadın artık yaşlanıyor.... ve en önemlisi eğer yapabilir ise üretmek ve ürettiği şeyleri miras bırakabilmek için aldığı nefesin hakkını veriyor.
yolun açık olsun GökTaşı....
Süperrr başka birşey diyemiyorum çok duygulandım hislerini yazıya çok güzel döküyorsun Nurcancım sen hep yaz biz de okuyalım...
YanıtlaSilPELİN ÖZTÜRK
sizler de okudukça ben çok mutlu oluyorum Pelincim. Teşekkür ederim canım benim
YanıtlaSil