24 Temmuz 2009 Cuma

bi afRodit gördüm sanki!!!!!

İşten ayrıldığımdan beridir Sabah Yıldızı Venüs ve Kızıl Gezegen Mars ile tanışmak için fırsat kolluyordum. Lakin ya bir aksilik çıkıyor, ya uyuya kalıyor ya da kurduğum saati uyurken kapatıyor ve bir türlü bu gezegenleri gözlemleme fırsatım olmuyordu.

Lakin bu sabaha doğru bir rüya görerek saat 4:30’da kan ter içinde uyandım. Ne rüya gördüğümü anımsamıyorum. Ancak uyanır uyanmaz balkona çıktım. Minik yakışıklı Meade zaten balkon kapısında hazır ve de nazır beklemede idi. Önce çıplak gözle Venüs, Mars ve Aldebar’ın güzelliklerini seyrettim. Venüs çıplak gözle dahi o kadar kocaman görünüyorki, muhteşem birşey. Akabinde teleskobumu bir bir bu üçüne odaklayıp gözlem yapabilmenin zevkini çıkardım. Bu gözlemin blogumun açılışının 3. ayına denk düşmesi beni ayrıca mutlu etmişti.



VENÜS: Venüs ya da Çoban Yıldızı, Güneş Sisteminde, Güneşe uzaklık bakımından ikinci sıradaki gezegendir. Ayrıca Zühre, Roma Astrolojisi'nde Lucifer isimleriyle bilinir. Eski Roma tanrıçası Venüs (Eski Yunan Mitolojisi'nde Afrodit) adını bu gezegenden almıştır. Halk arasında Çolpan veya Çoban Yıldızı olarak da bilinir. Kendi ekseni etrafında, Güneş Sistemindeki diğer tüm gezegenlerin aksi istikamette döner.

Büyüklüğü açısından Dünya ile benzerlik gösterdiğinden Dünya ile kardeş gezegen olarak da bilinmektedir. Gökyüzünde Güneş'e yakın konumda bulunduğundan ve yörüngesi Dünya'nınkine göre Güneş'e daha yakın olduğundan yeryüzünden sadece Güneş doğmadan önce veya battıktan sonra görülebilir. Bu yüzden Venüs Akşam Yıldızı, Sabah Yıldızı veya Tan Yıldızı olarak da isimlendirilir. Bir diğer adı da 'Çoban yıldızı'dır. Görülebildiği zamanlar, gökyüzündeki en parlak cisim olarak dikkat çeker. -4,4 kadir derecesine varabilen parlaklığı ile en parlak yıldızlardan ve diğer tüm gezegenlerden çok daha ışıklıdır ve Güneş ve Ay'dan sonra gökyüzünün en parlak cismidir. Yeni ay evrelerinde, kent ışıklarından yeterince uzaklaşılabilirse, insan gözünün Venüs ışığının çevreye verdiği aydınlığı hissedebildiği ve yarattığı gölgelerin farkedilebildiği de söylenir



MARS: Mars ya da Merih, Güneş Sistemi'ndeki, Güneş'ten itibaren dördüncü gezegendir. Bu gezegen Roma mitolojisindeki savaş ilahı Mars'a ithafen bu adla adlandırılmıştır. Literatürde kullanılan diğer adlarından biri, yüzeyinde yaygın demiroksitten dolayı kızılımsı bir görünüme sahip olduğu için Kızıl Gezegen'dir.
İnce bir atmosferi olan Mars gerek Ay’daki gibi meteor kraterlerini, gerekse Dünya’daki gibi volkan, vadi, çöl ve kutup bölgelerini içeren çehresiyle bir yerbenzeri gezegendir
Mars’taki Olimpos Dağı (Olympus Mons) adı verilen dağ Güneş Sistemi’nde bilinen en yüksek dağ ve Marineris Vadisi (Valles Marineris) adı verilen kanyon en büyük kanyondur. Ayrıca Haziran 2008’de Nature dergisinde yayımlanan üç makalede açıklandığı gibi, Mars’ın kuzey yarımküresinde 10.600 km. uzunluğunda ve 8.500 km. genişliğindeki dev bir meteor kraterinin varlığı saptanmıştır. Bu krater, bugüne kadar keşfedilmiş en büyük meteor kraterinin (Ay'ın güney kutbu kısmındaki Atkien Havzası) dört misli büyüklüğündedir.
Günümüzde, Mars, yörüngelerine oturmuş üç uzay gemisine evsahipliği yapmaktadır. Mars’ın 1877 yılında astronom Asaph Hall tarafından keşfedilen Phobos ve Deimos adları verilmiş, düzensiz biçimli iki küçük uydusu vardır. Mars Dünya’dan çıplak gözle görülebilmektedir. "Görünür kadir"i −2.9’a ulaşır ki bu, çıplak gözle çoğu zaman Jüpiter Mars’tan daha parlak görünmesine karşın, ancak Venüs, Ay ve Güneş’çe aşılabilen bir parlaklıktır.



ALDEBARAN:Boğa (Taurus) Takım yıldızının en parlak yıldızıdır.

Bunları gözlemledikten sonra hemen mars’ın yakınlarında çıplak gözle dahi Açık Yıldız Kümesi olduğu seçilebilen bir yıldız kümesi gördüm. Yok bu böyle balkonda olmayacak deyip üzerimi sıkıca giyindim ve bu sefer alt katta hazır ve de nazır bekleyen el yapımı ATY 2009 teleskobumu alıp bahçeye çıktım.

Venüs ve Mars’ bir kez de el yapımı teleskobumla baktıktan sonra teleskobu yıldız kümesine odakladım ve büyülendim.



ÜLKER YILDIZ KÜMESİ: Ülker veya Süreyya (M45, Yedi Kız Kardeş, Peren veya Pervin olarak da anılır, ing. The Pleiades) bir açık yıldız kümesidir. Boğa takımyıldızında (Taurus) bulunur (Yahudilerce kutsal olduğu kabul edilir). Dünya'ya en yakın açık yıldız kümelerinden ve büyük ihtimalle de en ünlü ve çıplak göze en güzel gözükenlerdendir. Ülker yıldız kümesinin yaklaşık 440 ışık yılı (135 parsek) uzaklıkta olduğu bilinmektedir.

Yıldız kümesinde son 100 milyon yıl içinde oluşmuş sıcak mavi yıldızlar başı çekmektedir. Astronomların hesaplarına göre Ülker yıldız kümesi gelecek yaklaşık 250 milyon yıl boyunca varlığını sürdürdükten sonra dağılacaktır

Mitolojide Ülker, Boğa'nın omuzundaki bir damga biçimindedir. Boğa'nın boynuzları, Hyades'den sola aşağıya Arabacı'ya doğru uzanır. Kümedeki yıldızların isimleri, Yunan mitolojisinde Atlas ve kızları Alcyone (Alsiyon ok.), Merope, Electra, Sterope, Celaeno (Selano ok.), Maia (Maya ok.) ve Taygete ile eşi Pleione'ye ayrılmıştır. Burçları, ekinlerin olgunlaşma zamanı ve deniz mevsiminde görünürdü. Efsaneye göre, Zeus, Titan'larla olan savaşında, zaferi kazandıktan sonra, savaşta karşı tarafı tutan Atlas'ı, yeri ve gökleri sırtında taşımaya mahkum etmiş; giderek yeryüzü ve gökyüzü haritalarını içeren kitaplar, bu nedenle Atlas diye isimlendirilir olmuşlardır. Bu gelenek günümüzde de sürmektedir. Ülker, yani bu yedi ilahi kız kardeşin güzel olduklarına inanılırdı. Güzellikleri nedeniyle Olympos'lu bazı tanrılarla ilişkileri de olmuştur.

Gözlem yavaş yavaş sona ermeye başlamıştı. Zira saat 5’i geçmişti ve İstanbul Boğazı gibi ışık kirliliği olmayan Geçilmez Çanakkale Boğazı’nın arkasından Güneş yavaş yavaş kızıllığını göstermeye başlamıştı. Uykum yoktu zaten. İçeri gidip kayınvalidemin yapmış olduğu kayısı reçelini Gelibolu’nun nefis çiçek ekmeğinin en ortadaki diliminin tepesindeki çıtırına sürüp afiyetle yedim. Kahvemi aldım ve verandaya çıkıp keyifle doğan Güneş’i seyretmeye başladım.

Başımı sağ tarafa çevirdiğimde Jüpiter, doğru baktığımda ise Venüs ve Mars’ı görebiliyordum. Ayaklarımı güzelce uzattım. Uzun uzun derin düşüncelere daldım. Anneciğim, babacığım sizi çok özledim. Ne olur gelin artık. Size göstermek istediğim o kadar çok güzellik varki.... O sırada Sabah Ezanı okunmaya başladı. Akabinde sözleşmişcesine Sabah Horuzu amcamız öttü. Tüm yıldızlar sönükleşmeye başlamıştı giderek. Doğa Ana da giderek uyanmaya başlamıştı. Börtü böcük sesleri, kuş cıvıltıları etrafa yayılıyordu.

Mars ve Jüpiter çoktan görünmez olmuş iken Venüs’ü hala görebiliyordum. Güneş’in kızıllığı ise bütün boğazın üzerini kaplamıştı. Ve Çanakkale’de yeni ve güzel bir sabah daha doğmuştu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Designed by: NewWpThemes | Converted to Blogger by Professional Blogger Templates | Contact | About