31 Ocak 2010 Pazar

COMA BERENICES (BERENİS’İN SAÇI) Takımyıldızının Mitolojik Öyküsü

1 yorum



Berenis’in Saçı, gerçek bir insanla özdeşleşen nadir takım yıldızlarından biridir. Saçlarının güzelliğiyle gururlanan Mısır Kraliçesi Berenis, yüzyıllardır süregelen geleneklere bağlı kalarak, erkek kardeşi Ptolemy III Euergetes ile evlenir. Evliliklerinden kısa bir süre sonra Berenis’in kocası Asya’daki bir savaşa katılmak üzere ülkeden ayrılır. Bunun üzerine Berenis, tanrılara adakta bulunur. Kocası savaşta galip gelip, sağ olarak geri dönerse karşılığında saçlarını keseceğine dair söz verir.

Ptolemy, evine zaferle döner ve Berenis saçlarını keser. Kestiği saçlarını Zephyrium’da annesine ithaf edilen bir tapınağa bırakarak sözünü yerine getirir. Ancak, ertesi gün saçların bırakıldığı yerde olmadığı görülür. Ptolemy ise gökyüzünde Aslan’ın Kuyruğu’nun yanındaki birkaç yıldızı göstererek kaybolan saçların yıldızların arasına katıldığını söyler.

29 Ocak 2010 Cuma

maRs'ta teleskop bulundu!!!

1 yorum



Hayatında eli ile dahi hiç çizim yapmamış biri olarak bir 3D çizim programını öğrenmeye çalışmak için ne kadar kafayı yediğimi anlatamam, hala da yiyorum. Umarım neticelenince hoş birşeyler çıkar ortaya. En çok da bu çizimin CNC tezgahından carttt diye çıkışını seyretmek olacakmış! Rhinoceros 3D programını öğrenme aşamasında tüm cahilliğime katlanarak bana destek olan Başar Titiz Hocama buradan tekrar teşekkür ediyorum.

8" f/5 dobson kundak Saffet için bu çizim henüz tamamlanmadı, lakin az bir zamanı kaldı. Nasıl olmuş?

testeResi elinde....

0 yorum
25 dakikalık Cilalama sonucu lapımın kanalları tıkanmış idi. Neşter ile kanalları açmayı denedim başarılı olamadımdı. Bu akşam da Ahşap Testeresi ile denedim ama yine sonuç başarısız. Zira lap dümdüz bir zemin olmuş. Kanal tıkansa açacaz da, kanal yok olmuş mübarek. E yolu yeniden yapmak daha mantıklı olacak gibi gibi. Bu durumda lapı buzlukta dondurup, kırıp, kaynatıp yeniden dökmem icap edecek gibi.
Saffet vallaha çok zorluyorsun beni. E ben bir de 16" yapacağım diyorum, daha 8"in üstesinden gelemedim iyi mi?

28 Ocak 2010 Perşembe

Amatör Teleskop Yapımı'nda ne nedir?

0 yorum
Fotoğraf:Uğur İkizler

Amatör Teleskop Yapımı ile ilgili olarak Sosyal Medya'dan tanıştığım sevgili Sevil'in yorumları sonrası bir terimler sözlüğü hazırlamak gerekliliği hissettim. Aslında teleskop yapımı yazılarımı ilk başta yazarken olabildiğince açık yazmaya çalışıyor idim. Zaman geçtikçe sanki herkes örneğin MoT demek bilirmiş gibi tıkır tıkır yazmaya başladım. Lakin bu pek doğru değil. Bu sebeple Amatör Teleskop Yapımı ile ilgili olarak aklıma geldikçe, ben de yeni terimler öğrendikçe ilave edeceğim bir sözlük hazırlamaya karar verdim. Sözlüğümüzün adı da yine Sosyal Medya'dan Rahmi Vidinlioğlu, İrem ve Mat'ın önerileri ile Hermescope oldu. Kendilerine teşekkür ediyorum.

Hermes, (Yunanca ʽἙρμῆς ) Zeus ve Maia'nın oğludur. Zeus'un habercisidir. Tanrıların en kurnazı sayılır. Tanrıların en hızlısıdır. Bir de büyülü değnek taşır. Üstün nitelikleri olan Hermes, efsaneye göre daha bir günlükken ayağa kalkar, beşiğinden çıkar, kaplumbağa kabuğundan yaptığı bir liri çalıp ondan çıkan seslerle eğlenir. Çevik haberci Hermes tüm atletlerin koruyucusu olduğu gibi akıllı ve kurnaz olduğu için hırsızların, kumarbazların ve tüccarların da koruyucusudur. Liri, kavalı, notaları, astronomiyi, ölçü birimlerini ve sporu icat etmiştir.

O zaman bugün ilk olarak en baştan, yani bir teleskop aynasının yapım aşamalarından başlayalım... Daha sonra ince detaylara gireriz. Şimdilik harf sırası kullanmıyorum, zira aşamaları sırası ile yazmak istedim. Sonraki yazımda sözlük tadında A-Z şekline çeviriyor olacağım.

  • Cam: Ayna yapımı için kireç soda veya pyrax cam kullanabiliriz.
  • Alet:Cam'ı ayna haline getirmede kullanacağımız cama, dişçi alçısı veya mermer üzerine yapıştırılan cam mozaiklerden oluşan parçaya Alet diyoruz.
  • Kaba ve ince aşındırma:Ayna camına, optik bir yüzey oluşturabilecek hassasiyette, bir ‘alet’ ve çeşitli tanecik büyüklüğüne sahip aşındırıcılar yardımıyla (ScG-silisyum karbür, WAO-beyaz alüminyum oksit) şekil verilmesi sürecine aşındırma diyoruz. Bu taneciklerin büyük olanları ile yapılana Kaba aşındırma, küçük olanları ile yaplan sürece İnce aşındırma diyoruz.
  • Cilalama Lapı:Üzerine parçalar halinde optik reçine dökülmüş, yapıştırılmış, sıvanmış alete lap diyoruz.
  • Cilalama:Aşındırma sonrası Lap yardımı ile CeO2 (seryum oksit) veya Fe2O3 (demir oksit) kullanılarak aynanın parlatılması işlemine Cilalama diyoruz.
  • Biçimlendirme:Küresel bir teleskop aynasının cilalama sonrası yine cilalama lapı ile çeşitli hareketlerle parabol hale getirilmesi işlemine biçimlendirme diyoruz.
  • Sırlama (Kaplama):Optik yüzeyin yansıtıcılık kazanabilmesi için vakum ve elektrik enerjisi kullanılarak birkaç atom kalınlığında kaplanması işlemine kaplama diyoruz. Bu işlem sonrası camımızın yüzeyi evlerde bildiğimiz ayna şekline geliyor. Bu işlemi yapmak için sanayiye gitmemiz gerekiyor.

26 Ocak 2010 Salı

kanallarım tıkandı! :(

0 yorum


Bugün Saffet'in cilasına başladım. 2 gündür TOT konumunda bekliyor idi. Birbirlerine epey yapışmışlardı. 15 dakika ılık suya bastırdım. Akabinde zor da olsa ayırdım.



Ayna ve alet uyumu bence gayet iyi gözüküyordu. Zaten bir ileri geri hareketi dahi oldukça güç koşullarda yaptım. Daha önceki çalışmalarımda bu hale gelmesi için en az bi bir saat falan çalışmış idim.
Bu arada en kısa zamanda doğru dürüst bir çalışma masası edinmem gerekiyor.






20 dakika boyunca MOT (Mirror on Top) konumunda, hiç seryum oksit ilave etmeden normal hareket yaparak çalıştım.
Akabinde de TOT konumunda atomizer yardımı ile çalışabildim. Hareketlerde çok zorlandığım için 5 dakikanın sonunda çalışmayı bıraktım.




Yaklaşık 6 saat sürmesi gereken cilalamanın sonlarına doğru kanalların tıkanmasını beklerken 5 dakikalık da TOT çalışması sonucu kanallarım bu hale geldi. Neden hemencecik tıkandılar anlamadım. Bir terslik mi var acaba?

Acaba ayna-aleti ayırmak için ılık suda fazla bekletmiş olabilir miyim? Ama çalışmaya başladığımda öyle yumuşacık değildi ki lap?? Kütür kütür de değildi ama yanlardan fazlalık olan parçalar dahi koptu hatta! Anlamadım, ama anlayacağım...

24 Ocak 2010 Pazar

DRACO (EJDERHA) Takımyıldızının Mitolojik Öyküsü

4 yorum





Ejderha’nın masalı, Hesperid’lerin altın bahçeleri ve Herkül’ün görevlerinden biriyle ilgilidir. Hesperid’ler Güneş’in battığı yerin perileridir. Nyks, yani gece tanrıçası Hesperid’leri kendi kendine yaratmıştır. Bazı masallarda Zeus ve adalet tanrıçası Themis’in kızları oldukları söylenir. Başka bir masala göre dünyayı omuzlarında taşımakla görevli Atlas’ın kızlarıdır.


Hesperid’lerin başlıca görevi, tanrıların bahçesinde altın elmalara bekçilik etmektir.Yer tanrıçası Gaia, cennetin tanrıçası Hera ile baş tanrı Zeus’a evlilik hediyesi olarak verdiği bu ağaç dünyanın batı ucundaki bir bahçeye dikilmiştir. Hera altın elma bahçesini koruması için yüzlerce başa sahip bir ejderha olan Ladon’u görevlendirmiştir.


Herkül’ün görevi, bu bahçeden altın elma çalmaktır. Herkül, ağaca dolanarak altın elmaları koruyan canavarı atlatmak için bir plan yapar. Planını uygulayabilmek için bir yardımcıya gereksinimi vardır. Bunun için, Zeus’a karşı geldiği için dünyayı omuzlarında taşımakla cezalandırılmış olan Atlas’ı seçer. Herkül, Atlas’a “eğer Hesperidler’in bahçesinden biraltın elma getirirse, dünyayı bu süre içinde Atlas’ın yerine taşıyabileceğini” söyler. Atlas bu teklifi kabul eder. Herkül, bahçeye zehirli oklar fırlatarak Ladon’u öldürür ve dünyayı omuzlarında taşırken, Atlas Hesperid’lerin bahçesinden üç altın elma koparıp Herkül’e getirir.

Herkül’le konuşurken bir daha dünyanın yükünü taşımamak için mükemmel bir fırsat ele geçirdiğini düşünür. Herkül’den birkaç ay daha dünyayı taşımasını ister. Daha sonra dünyanın yükünü geri alacağını söyler. Durumun farkına varan Herkül, Atlas’tan kısa bir için dünyayı tekrar omuzlarına almasını rica eder, böylece dünyayı daha rahat taşıyabileceğini söyler. Atlas hiç şüphelenmeden bunu kabul eder ve dünyayı tekrar sırtına alır. Atlas, dünyayı tekrar sırtına aldıktan sonra Herkül kendisine teşekkür ederek oradan ayrılır. Hera, Ladon’un ölümüne çok üzülür ve kendisini kutup yıldızı yakınlarında gökyüzüne yerleştirerek onurlandırır.

Bir başka masala göre, Draco, Olympos’un genç tanrıları ile daha yaşlı tanrıları arasında evrenin sahipliğini ele geçirmek için yapılan savaşta, yaşlı tanrı Titanlarla savaşan canavarlardan biriydi. Savaşın sonuna doğru Draco, savaş tanrıçası Athena’ya karşı gelir. Athena, onu kuyruğundan yakalayıp büyük bir kuvvetle gökyüzüne fırlatır. Draco dönerek ve yalpalayarak uçar. Cennetin kubbesine çarparak, vücudu gökyüzünde düğümler haline gelir. Draco kuzey kutbuna yakın soğuk bölgelerde gökyüzüne çarptığı için, vücudundaki düğümleri çözemeden dondu. Draco gökyüzünde düğümler halinde görülmektedir.

TRT Radyo'da Gökbilim Sohbetleri III

0 yorum
Prof. Dr. Ethem Derman ile TRT Radyo'da Gökbilim Sohbetleri



TRT Radyo'da Gökbilim Sohbetleri II

0 yorum
Prof. Dr. Ethem Derman ile TRT Radyo'da Gökbilim Sohbetleri



23 Ocak 2010 Cumartesi

bayılıyoRum bu kokuya!

0 yorum
Bugün 8" f/5 aynam yani Saffet için lap döktüm. Optik reçine (polishing pitch) Kömür katranı (kara sakız) çam katranı, balmumu ve terebentini değişik oranlarda karıştırıp eriterek yapılıyor.

Önce kare şeklindeki lap kalıbının üzerine aynamı koyup kalem ile çizdim.


Sonra makasla kestim.
Akabinde kestiğim kalıbı aynanın iç bükey yüzeyi üzerine koyarak, lapın kenarlarını bant ile kapattım.

Optik reçineyi çekiçle parçalara ayırıp ufaladım ve bir cezvede kaynattı. Bu arada ayna ve lap kalıbını da 60 derecede ısınmış fırında 2-3 dakika kadar ısıttım.

Kaynamış olan optik reçineyi 2-3 dakika soğumaya bıraktıktan sonra lap kalıbının üzerine döktüm.


Optik reçinenin 2-3 dakika daha soğumasını bekledikten sonra Alet'in dış bükey yüzeyi reçineye tutanacak şekilde kapattım. Bu sırada yanlardan az biraz reçine fışkırdı! :)

Yaklaşık bir saat balkonda bu şekilde beklettikten sonra aynayı lap kalıbından ayırdım. Lap kalıbını da optik reçineden ayırdım.

Gayet yakışıklı bir kalıp dökülmüş oldu. Cila aşamasında lapın aynadan küçük olmaması gerekiyor. Zira bu durum kenar dönüklüğüne yol açan en önemli sebep.

Lapın kenarlarını pahlamadan bıraktım. Ama bir bıçak ile fazlalıkları düzeltmem gerekiyor.

Çok koyu olmayan bir Seryum Oksit bulamacı hazırladım ve ayna ile reçinenin ilk uyumuna baktım. Bir ileri geri hareket dahi oldukça zor oldu ilk denemede. Ayna ile reçine uyumu tam oluncaya kadar (yukarıdaki resimdeki gibi her yerin siyah gözükmesi gerekiyor) ağzı kapalı bir kutuda ayna altta olacak şekilde soğuk bastırmaya bıraktım. Üzerine ağırlık koymaya çekindim, zira zaten ilk üstüste koymamda dahi çok zor hareket ettikleri için, ilk çalışmaya başlama aşamasında ayıramamaktan çekindim.

Safinaz'ın bacakları ayrılıyor...

0 yorum

Bugün 6 inch f/5 Emine için ilk prototipi denedim. Ortaya bacakları ortadan ikiye ayrılabilen Safinaz tadında, dengesel sorunları da olan bir yaratık çıktı. Eeeee daha birkaç yüz fırın ekmek yemek gerekiyor. Yine de ilk denemeye göre bence oldukça başarılı idi. Neyi nasıl yapmak gerektiğini anlamak, tartmak açısından oldukça verimli bir çalışma oldu.
Yapım aşamalarını aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz.


22 Ocak 2010 Cuma

alaylı mı? okullu mu?

0 yorum

Bugun ki aklım üniversite zamanlarında olsa Astronomi ve Uzay Bilimleri okur muydum emin değilim. Zira işin akademik yanı ile amatör yanı her zaman bambaşka. Amatör ruhun bu bilime çok değerler katacağına inanıyorum.

Bugün ülkemizde birçok dalda sertifika veren kurum var. Bilgi Teknolojilerinden tutun da çeşitli hobilerle ilgili olarak birçok özel - tüzel kurum bu sertifikaları veriyor :) Bu kurumların arasında ne yazıkki Astronomi ve Uzay Bilimleri ve/veya Amatör Teleskop Yapımı ile ilgili sertifika veren var mı? Duyan var mı bilmiyorum! Pek zannetmiyorum. Hatta bir bilim dalı ile Hobi olarak ilgilenildiğini duyunca şaşıranlarımız dahi varken...

İşte tam bu noktada yaratıcısı Burak Büyükdemir olan, yatırımcı - girişimcileri buluşturan bir platform olan E-Tohum'da ilk 40 arasına kalan projelerden biri Belgele.net ile tanışma fırsatı buldum.

Belgele.net Altuğ Gürkaynak ve eşi Evren Gürkaynak tarafından oluşturulan bir düşünce.

Belgele.Net'i şu amaçlarla hayata geçirmek arzusundalar;
  • Üniversite öğrencileri ve yeni mezunların, ellerinde tek sayfa diplomalarıyla hayata atılmaları yerine, yapmak istedikleri işle ilgili sertifikaları da biriktirip daha güçlü ellerle oyuna dahil olmalarına yardımcı olmak.
  • Hobi sertifikalarıyla insanların uzman olduklarını bildikleri konularda bilgilerini belgelemelerine yardımcı olmak.
  • Kurum ve kuruluşlara işe alım süreçlerinde hızlı çözümler, ölçme ve değerlendirme hizmetleri sunmak.

Örneğin çok iyi HTML biliyorsunuz ve bunu belgelemek istiyorsunuz. Belgele.net'ten, HTML uzmanlığı sertifika sınavını alıp, geçer notla tamamlıyorsunuz (yarım saat). Basılı sertifikanızı sipariş ediyorsunuz ve çerçeveli olarak kapınıza yollanıyor. İster duvarınıza sertifikanızı asıyorsunuz, ister PDF formatında bilgisayarınıza indiriyorsunuz ya da isterseniz aldığınız sertifikanın ikonunu CV'nize yapıştırıyorsunuz :)

Veya: Yıldız Savaşları'nı, edebiyatını, filmlerini, her şeyini su gibi biliyorsunuz. Anlatmaktan sıkılmışsınız, canınız bunu belgelemek ve belki hava atmak istiyor. Belgele.net'ten sertifika sınavına girip, alıyorsunuz paşalar gibi sertifikanızı. Buna astronomi veya teleskoplar da eklenebilir. Hobi konuları hayal gücümüz ve soru hazırlamaya istekli uzmanların sayısına bağlı.

Bir başka örnek: Bir fotoğrafçılık grubunuz var diyelim ki. Grup üyelerinize, grubunuzun adını başlığında taşıyan sertifikalar vermek isterseniz, Belgele.Net'te üyeliğinizle bir sertifika sınavı oluşturuyorsunuz. Soru havuzunuzu kendini hazırlayıp, sertifikanızı yine kendiniz tasarlıyorsunuz. Sertifikalarınızı dilerseniz ücretsiz, dilerseniz küçük bir ücret karşılığı, sınavda sizin belirlediğiniz geçer notu alanlara Belgele.net olarak basıp gönderiyorlar.

Kendileri ilk olarak bana bir sertifika hediye ettiler. E tabi pek sevindirik oldum. Hem kendilerine, hem diğer E-Tohum projelerine başarılar diliyorum.

Bu arada 15 E-Tohum girişimi 30 Ocak 2010'da açıklanıyor olacak.

Eeeee alaylıyım ama sertifikalıyım da.... :P

20 Ocak 2010 Çarşamba

Sevgili Ethem Hoca ile TRT Radyo'da Gökbilim Sohbetleri

1 yorum

Ankara Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Fakültesi Prof. Dr. Ethem Derman Hocamız ile her perşembe TRT Radyo'da Gökbilim Sohbetleri programını dinliyor olacağız. Radyoyu buradan da canlı olarak dinleyebilirsiniz. Program 19:00'da başlıyor.


Ethem Hoca'nın iki öğrensici tarafından yapılan ve Yunus Şendağ tarafından ses düzenlemeleri tamamlanıp youtube'a yüklenen 17 kasım programını paylaşmak istedim.













17 Ocak 2010 Pazar

2009'un ardından....

2 yorum

IYA2009 History - DAY2009 Arşiv
by NurcanOrtugenGok


Dünya Astronomi Yılı 2009'un resmi sitesi IYA 2009 çok güzel bir slayt şov hazırlamış. Ben de onu alıp U2'nun Elevation şarkısı eşliğinde film haline getirdim.
Sunumda tüm Dünya'da olduğu gibi Türkiye'de de gerçekleştirilen etkinliklere de yer verilmiş. Bunlardan ikisine katılma fırsatı yakalamıştım. Birisi II. Amatör Telesop Yapım Çalıştayı diğeri Galileo Geceleri idi.
Aynı Gökyüzü'nü paylaşıyor olmanın keyfi bambaşka bir duygu. 2010'da da bu etkinliklerin devam etmesi dileği ile...
Tek Dünya, Tek Gökyüzü....

CORONA BORELİAS (KUZEY TACI) Takımyıldızının Mitolojik Öyküsü

0 yorum



Girit kralı Minos, kraliçe Pasipae, kızları prenses Ariadne ve Theseus ana karakterleri çevresinde gelişen bir masaldır. Minos, Sarpedon ve Rhadamanthys, Zeus ve Europe’nin oğullarıdır. Üç kardeşin büyüğü olan Minos Girit tahtına çıkmak isteyince, kardeşler arasında büyük bir kavga kopmuş. Minos tanrıların ondan yana olduklarını ileri sürmüş. Bunu kanıtlamak için deniz tanrısı Poseidon’dan bir dilek dilemiş. Poseidon’un denizden bir boğa göndermesini istemiş. Eğer tanrılar kendisinden yana iseler, dileği gerçekleşecekti ve denizden gelecek boğayı tanrılara adayacaktı. Minos’un dileği yerine gelir. Denizden köpükler gibi ak birboğa çıkıverir. Minos, krallığının işareti sayılan bu boğayı alır ve kardeşlerini ikna etmiş bir halde tahta oturur. Ama tanrılara kurban etmeye söz verdiği boğayı kurban etmeyi unutarak, ak boğayı sürülerin içine damızlık olarak gönderir. Bu duruma çok kızan Poseidon, ak boğayı Minos’un başına bela etmiş. Bir masala göre ak boğa kudurur. Kimsenin baş edemediği bir canavar halini alır. Ve sonunda Herkül tarafından öldürülür.

Başka bir hikayede, kral Minos, güneş tanrısı Helios’un kızlarından Pasiphae ileevlidir. Kraliçe Pasiphae, bu ak boğaya, doğa dışı bir aşkla tutulur ve onunla birleşir. Çılgına dönen Minos, boğayı öldürtür. Bu olaydan sonra Girit sarayının yaşamı karma karışık olur. Güneş tanrısı Helios’un tüm kızları gibi Kraliçe Pasiphea da büyücüdür. Aşık olduğu boğayı öldürttüğü için Minos’u büyüler. Yaptığı büyü ile Minos’un yatağındana krepler, yılanlar, çıyanlar çıkmaya başlar. Bu yılanlar, akrepler, çapkın Minos’un yatağına giren her kadını sokup öldürmekteymiş. Minos’un erkeklerle de aşk maceraları yaşadığı daileri sürülür.

Bir süre sonra Pasiphae, yarı boğa, yarı insan olan bir canavar doğurur. Adı Minotauros’tur (Minos Boğası anlamındadır). Minos bu korkunç yaratığı saklamak için mimar Daidalos’a Labyrinthos (labirent ) sarayını yaptırır. Canavarın belli zamanlarda beslenmesi gerekmektedir. Her defasında yedi genç erkek ve yedi genç kızdan oluşan Atina’lı genç grup, canavar Minotauros’a yiyecek olarak verilmekteymiş. Bir defasında Minotauros’a yiyecek olarak gönderilen gençlerin arasında, Poseidon'un oğlu Theseus da bulunmaktaymış. Kral Minos’un kızı Ariadne, Theseus’u görür ve ona aşık olur.


Prenses Ariadne, labirentte yolunu kaybedip Minotauros’a yem olmaması için, Theseus’a bir yumak ip verir. Karşılığında Theseus, kaçarken, Ariadne’yi de beraberinde götüreceğine söz verir. İp yardımıyla canavar Minotauros’u öldüren Theseus, diğer gençler ve Ariadne’yle birlikte bir gemi çalarak kaçar. Naksos adasında (Ege denizinde bir ada) dururlar. Theseus, burada Ariadne’yi terk eder. Terk etmesinin nedeni hakkında bir çok masal vardır. Bir masala göre, bir tanrı (Şarap tanrısı Dionysos olduğu söylenir ), Theseus’u Ariadne hakkında uyarır. Ariadne’nin bir tanrıya (o tanrı Dionysos’un kendisidir) evlenmek üzere söz verdiğini ve ölümlülerle evlenmeyeceğini söyler. Bunun üzerine Theseus Ariadne’yi bırakarak adayı sessizce terk eder. Theseus Atina’ya dönerken, zafer işareti olan beyez yelken açmayı unutur. Thaseus’un babası Atina Kralı Aigeus ( Latince Eegeus, Fransızca Egee ), oğlunun yenildiğini ve öldüğünü sanarak kendini denize atar ve ölür. O günden sonra, o denize“EGE” denmektedir.

Girit zaferi dönüşü Theseus, Yunan ülkesine (Attika) kral olur. Ve Attika ülkesinde yeni ve güzel bir düzen kurar. Bazı masallara göre Kuzey Tacı, Theseus’a deniz perisi Thetis tarafından labirentte yolunu bulabilmesi için verilmiştir. Labirentte, taçtaki mücevherlerin ışığı yardımıyla yolunu bulması kolaylaşacaktı. Labirentten çıktıktan sonra, Theseus tacı Ariadne’ye vermiştir. Bir başka masala göre Kuzey Tacı Ariadne’ye evlilik armağanı olarak Aphrodite tarafından verilmiştir. Ancak, tüm masalların ortak yanı tacın Ariadne’ye ait olmasıdır. Ariadne, Theseus tarafından terk edildiği günlerde şarap tanrısı Dionysos tarafından görülür. Dionysos ona aşık olur ve evlenme teklif eder. Ancak Ariadne, Dionysos’un bir tanrı olduğuna inanmaz. Bunun üzerine Dionysos, Ariadne’nin tacını gökyüzüne fırlatır. Taç gökyüzüne yükseldiği gibi üzerindeki mücevherler yıldızlara dönüşür. Bugün bildiğimiz Kuzey Tacı takımyıldızı oluşur. Ariadne, Dionysos’un tanrı olduğuna inanır ve onunla evlenir.

16 Ocak 2010 Cumartesi

Emine gözlerini açtı....

0 yorum




Bugün Emine dünyaya gözlerini açtı. Aramıza hoşgeldin Emine... Bakalım ilk ışığın nasıl olacak...

Kaba aşındırma, ince aşındırma, cilalama ve biçimlendirme safhalarından geçerek içbükey hale gelen Emine son olarak metalize kaplama yapan Mim Hediyelik Eşya'da sırlanarak bir teleskobun en önemli parçası olan Birincil Ayna haline geldi.

Bugün ayrıca elimin hamuru ile sanayiye de ayak bastım. Kundak yapım aşamalarını daha sonra detaylı olarak aktaracağım. En kısa zamanda Saffet ve Emine'nin kundaklarının Rhino tasarımını bitirmem gerekiyor.

13 Ocak 2010 Çarşamba

saffet'i cilalayayım mı?

2 yorum

Bu akşam 1200 WAO (beyaz alüminyum oksit) ile 1 saat Normal Hareket ile Saffet'in "İnce Aşındırma" safhasını tamamladım. mı acaba? Büyüteç ile baktığımda oyuklar var aslında. Biraz kıllandım. İçime sinmedi. Bir de gündüz gözü ile bakmakta fayda var. Eğer tamam ise Lap döküp Cilalama adımına geçeceğim. Oy oy ne zor olacak Saffet'in cilası bir bilseniz....


Bu arada bilmeyen ya da takip edemeyenler için belirtmekte fayda var. 6 inch f/5 teleskobumun adı Emine, 8 inch f/5 teleskobumun adı ise Saffet. Bu vesile ile rahmetli Kemal Sunal'ı da saygı ile analım. Salı sallanır, çarşamba çarşafa dolanır, perşembe perişanlıktır, cuma mübarek gün, cumartesi pazar tatil. e geriye bi tek pazartesi kaldı. Emineeeeeee :)

10 Ocak 2010 Pazar

OPHIUCHUS (YILANCI), SERPENS (YILAN) Takımyıldızının Mitolojik Öyküsü

0 yorum







Ophiuchus ( Yılancı ), güneş ve bilgelik tanrısı Apollon ile Theselia’da oturan bir kavim olan Lapith’lerin kralı Peirithoos’un ( Phlegyas) kızı Koronis’in oğludur. Mitolojide sağlık tanrısı olarak bilinir. Apollon’un eşi hakkında bazı şüpheleri vardır. Eşini izlemek için bir karga görevlendirmiştir. O zamanlar tüm kargalar beyaz renktedir. Karga Apollon’un eşini izler ve eşinin kendisine sadık olmadığını iletir. Apollon duydukları karşında çok öfkelenir ve öfkesini kargaya yöneltir. Bu öfkeyle karganın rengini siyah rengine döndürür. O günden sonra kargaların hepsinin rengi siyah olmuştur.



Apollon, kardeşi Artemis’ten okları ile, Ophiuchus’a hamile olan eşi Koronis’i öldürmesini ister. Ancak, Apollon eşi ölürken pişman olur. Apollon erkek kardeşi Hermes’ten oğlu Asclepius’u annesinin rahminden çıkarmasını ister. Hermes, Apollon’un oğlunu kurtarır. Asclepius eğitilmek üzere yarı at, yarı insan şeklindeki (Kentaur’lardan) Chiron’a verilir. Asclepius ölüyü diriltme özelliğine sahiptir. Bu özelliği ile pek çok kişiyi yaşama döndürmüştür. Bunlardan bazıları; at arabası ile kaza yaparak ölen ve gökyüzünde Arabacı ( Auriga ) olarak bilinen Theseus’un oğlu Hippolytus, Girit kralı Minos’un bal fıçısında boğularak ölen oğlu Glaucon ve akrebin sokması sonucu ölen büyük avcı Orion’dur. Asclepius, o kadar insanı hayata döndürmüştür ki, yer altı tanrısı Hades’in hükmettiği ölüler diyarındaki nüfus sürekli azalmaktadır.



Hades bu durumu Zeus’a anlatıp ondan yardım ister. Zeus yolladığı bir yıldırımla Asclepius’u öldürür. Oğlunun öldürülmesine çok kızan Apollon intikam almak için Zeus’un tek gözlü yardımcıları Cyclope’leri öldürür. Bunun sonucunda Zeus, Apollon’un öfkesini dindirmek için Asclepius’u, Ophiuchus takımyıldızı olarak gökyüzüne yerleştirir.
Yılancı, sağlığın ve iyileşmenin temsilcisi olarak bilinir. Bunun nedeni bazı kültürlerde, yeniden doğumun simgesinin bir yılan olmasıdır. Yılanın her ilkbahar mevsiminde derisini döküp değiştirmesinin onun yeniden doğuşunu simgelediği düşünülür. Asclepius, yılanın yeniden doğuş sırrını öğrenir. Asclepius bir yılanın üzerine basarak yılanın ölümüne neden olur.
Bu sırada ikinci bir yılan ortaya çıkar. Bu yılanın ağzında birçeşit bitki vardır ve bu bitki ölen yılanı tekrar diriltir. Asclepius, bu mucizevi bitkiden kendine alır ve yılanın sırrına ulaşır. Serpens, Ophiuchus’un kolları arasından tüm bedenini sarmış gibi görünür.

Saffet'in oyukları azalıyor

2 yorum




Kaba aşındırması tamamlanan Saffet üzerinde ince aşındırma işlemine başladım.

1 saat 500 WAO (beyaz alüminyum oksit), 1 saat 800 WAO normal hareket çalıştım. (1 saatin 15 dakikası MOT, 15 dakikası TOT, 15 dakikası TOT ve yine 15 dakikası MOT olacak şekilde) İnce aşındırmanın tamamlanması için 1 saatlik 1200 WAO işlemi kaldı. Geçen seferki 6 inch aynamda 1200 WAO'yo geçince hatalı çalıştığım normal hareket yüzünden, ayna-alet uyumsuzluğu nedeni ile aynamı çizmiş idim. Bakalım bu sefer ne olacak?
1200 WAO ile ince aşındırma işlemi tamamlanmış olacak. Akabinde cilalama işlemine geçeceğim. Ayna yüzeyindeki oyuklar iyice azalmaya başladı. İlk fırsatta büyüteç ile oyukların yüzey üzerindeki dağılımlarına bakmam lazım. Bu oyukların yüzey üzerinde eşit dağılımı, cila aşamasında daha iyi sonuç almamı sağlayacak.

7 Ocak 2010 Perşembe

Saffet'in kabası bitti :)

0 yorum






Saffet'i en son 220 gritte sagittası 2,65'te iken bırakmıştım. Bu akşam az biraz 220 grit silisyum karbür ile MOT kiriş harekeri çalışarak 2.5 mm derinliğe geri döndüm. Yalnız sanırım uzmanlaşmaya başlamak demek bu oluyor. İlk aynamı yapıyor olsa idim defalarca kez komparatör ile ölçerdim. Bu sefer ise biraz çalıştım ve el yordamı ile derinliği yoklayıp tamam oldu bu dedim :) Ölçüm yaptığımda ise haklı olmak tabi pek hoşuma gitti. :)) Şımarrrdım

Akabinde 320 grit silisyum karbür ile 1 saat boyunca normal hareket çalıştım. Tabi 15 dakika TOT, 15 dakika MOT, 15 dakika TOT ve 15 dakika MOT olacak şekilde. (TOT=tool on top, MOT=mirror on top) Aynam giderek pürüzsüzleşmeye başladı. Aşındırma ile yontulan yüzeyin giderek pürüzsüz hale gelmesine bayılıyorum.


Alet ve Aynanın kenar pahları 45 derecelik açıyı koruyor. Bu güzel :)


Son olarak 320 grit çalışmasını tamamlayınca da sagitta değerini ölçtüm ve 2,5 mm'de olduğunu gördüm. Bundan sonraki aşamalarda artık ölçmek yok. Kaba aşındırma böylece tamamlanmış oldu. Sıra ince aşındırmada....

5 Ocak 2010 Salı

Saffet yordun bu akşam beni

0 yorum



1 saat boyunca 220 grit Silisyum Karbür ile "Normal Hareket" çalıştım. 15 dakika MOT, 15 dakika TOT, 15 dakika MOT ve 15 dakika TOT. Sagittayı ölçtüğümde 2,5 mm olan önceki derinliğin değişmemesi gerekirken 2,7 mm'ye çıktığını gördüm. Düzelteyim derken TOT çalışacağıma MOT çalışarak daha da derinleştirdim :) Akabinde 10 dakika TOT "kiriş hareketi" çalıştım. 2,65'e düşürdüm. Yoruldum, iyi ter attım. Biraz daha çalışıp 320 grit Silisyum Karbüre geçmeden evel 2,5 mm derinliğe geri dönmem gerekiyor. Yordun beni bu akşam Saffettt, bu akşam daha fazla devam edemeyeceğim beni affetttt :)

CANIS MAJOR (BÜYÜK KÖPEK) Takımyıldızının Mitolojik Öyküsü

0 yorum



Büyük köpek Avcı’nın meşhur köpeklerinden biridir. Bir masala göre, Büyük Köpek, üstün yetenekli bir köpek türü olarak bilinen Laelaps türündendir. Kimsenin yetişemeyeceği kadar hızlı koşabilme yeteneği ile ünlüdür. Onu bir çok kişi sahiplenmiş olsa da son sahibi, Atina kralı Erichtonius’un( bkz. Auriga) kızı Procris’tir.

Procris aynı zamanda Hermes’in oğlu Cephalus’un karısıdır. Bazı masallarda Prokris’e Büyük Köpeğin av tanrısı Artemis’in yolladığı, bazılarında ise Girit kralı Minos’un yolladığı anlatılmaktadır.

Girit kralı, Procris’e bir de sihirli mızrak hediye eder. Mızrağın özelliği her zaman hedefine doğru yol alması ve hiçbir zaman hedefinden sapmamasıdır. Bir av sırasında, Cephalus mızrağı yanlışlıkla karısına yönlendirir ve sihirli mızrak Procris’in ölümüne neden olur. Cephalus’a ise sürgün cezası verilir. Bir süre sonra Cephalus Yunan şehri olan Boeotia’ya ( Thebes’te bir şehir) gider. Thebes şehrinde insanlara korku salan bir tilki yaşıyormuş. Bu tilki kimsenin yakalayamayacağı kadar hızlı koşabilen özel bir hayvandır. Cephalus, Büyük Köpeği tilkinin üzerine salar ve bu iki hızlı hayvan sonu gelmeyen bir kovalamacaya başlar. Bu bitmeyen mücadeleye son veren Zeus olur ve her ikisini de taşa dönüştürür. Daha sonra Büyük Köpeği yıldızların arasına gönderir. Orion’un iki köpeğinden büyük olanı Canis Majör’dür. Avcının (Orion) hemen önünde Tavşan’ı (Lepus) kovalar. Orion’un Boğa (Taurus) ile savaşına yardım etmek için orada olduğunu anlatan hikayeler de vardır.

3 Ocak 2010 Pazar

Emine'nin son görüntüleri!

0 yorum





6" f/5 aynamın Ronchi test sonuçları son halidir. Sırlayıp fıstık gibi bir Birincil Ayna olmaya hazır ve de nazır artık kendileri... Kundak kısmını da tamamlayınca EMİNE kullanıma hazır hale gelecek :)) Adına yakışır bir kundak düşünüyorum kendisine... Yuvarlak hatlı :) Emine bekle, Saffet yolda!....
 
Designed by: NewWpThemes | Converted to Blogger by Professional Blogger Templates | Contact | About